ismail maşuki

entry13 galeri video3
    3.
  1. Tam adı Şeyh ismail Maşuki’dir. Türk tasavvuf tarihinde önemli bir yeri bulunmaktadır. “Oğlan Şeyh” ismi ile de tanınmaktadır. Bayrami-Melami tarikatına mensup bir sufidir.

    1508 yılında Aksaray’da doğmuştur. Bayrami-Melami tarikatının başında yer alan Pir Ali Sultan’ın oğludur.

    istanbul’a geldiğinde fikirlerini halk arasında anlatmış ve kendine yeni müritler bulmuştur. Ancak o dönemde ki şerri yasalara göre fikirleri dinsizlik olarak adledilmiş ve o dönemki istanbul Kadısı Şeyh Ebussuud Efendi tarafından idam cezasına çarptırılmıştır. idamı Sultanahmet’te At Meydanında 1528 yılında idamı gerçekleştirilmiştir.

    Yaşadığı döneme göre uç fikirlere sahip olan Şeyh Maşuki kabir azabı ve öldükten sonra ki bir dünyanın varlığını red etmiş ve içinde yaşadığımız dünyanın daha nesnel bir şekilde düzeltilmesi gerekiğini savunmuştur. tasavvuf’ta Vahdet-i Vücud denen inanışa bağlı kalmış ve Kanuni nin karşısında da fikirleri savunmuştur.

    Mahkemesinde 6 adet şahidin kendisini suçlaması ile idam cezası almıştır ve halka arasında gençliğinden dolayı “Oğlan Şeyh” ismi ile anılmış bilinmiştir.

    idamından sonra idam edildiği yere bir şehitlik, sembolik bir mezar yapılmış ancak daha sonra bu şehitlik de yanmıştır.

    Şey Maşuki çok iyi bir hatipti. Konuşmaları ve fikirleri ile insanları etkileme kabiliyeti yüksek bir şahıs idi. Aynı zamanda şiir yeteneği de bulunan bu genç Şeyh’in eserlerinden günümüze gelenlerden bazıları aşağıda ki gibidir.

    Tut Hakkı bilmek dilersen ehl-i irşad eteğin
    Niceler bilmediler kim böyle erkân gizlidir

    Değme bir hor ü hakire hor deyu kılma nazar
    Kalbinin bir küşesinde Arş-ı Rahman gizlidir

    Gönüldür menzil-i canan gönüldür vasılı Rahman
    Gönüldür aşık ü sadık değil hali temennadan

    Çü sensin aşık ü maşuk çü sensin talib ü matlub
    Haber vir gel nedir şahım murad olan bu gavgadan

    Suretinde biz ki Hakkın suretin gördük iyan
    Men idemez bizi Haktan zahidin efsanesi

    Ehl-i aşkın gözüne yeksan görünür daima
    Mabed-i abid ile hem rahibin büthanesi

    Sırr-ı ekber sahibidir sırr-ı meyhanem benim
    Her taraftan cezbeder aşıkları humihanesi

    Senin zatındürür mescüt ana cümle eder secde
    Mesacette eger aşık kilisada eger ruhban

    Veli insan gibi mazhar olimaz zatına hergiz
    Ki anı suretin üzre halkettin edüb insan

    Ayni hak oldu vücudum kaçma ey hak sureti
    Hak ile hak olagör gel vehmi kov, Şeytandır

    Kalbin Allah olduğiçün suretin Rahmandır
    Ki mükevvin ismin ey meh halıki ekvandır

    Kim ki aşk ile vücudun bildi vü buldu bu gün
    Kendi kend özün yitürmedi, ulu sultandır

    Ayrıca o dönemde ne tarz bir fikir savunduğu da aşağıda kendisine ait olduğu düşünülen cümlelerden de anlaşılmaktadır.

    “insan kadimdir; yaratılmamıştır, yaratandır. Her kişi tanrıdır, her biçimde gözüken odur. Öyleyse görünen tanrıya tapalım… Ruh bir bedenden çıkıp başka bedene geçer. Kabir azabı diye birşey olamaz; ölülerin dirilmesi, soru ve hesap günü de yoktur.”
    Şeyh ismail Maşuki
    0 ...