bu soytarilar 1980'lerde at kuyrugu saclari, fitilli kadife pantolonlari, yelekleri ve eytimsel varliğin özdeksel boslugunda salincakla sallanmak gibi kıcı basi belli olmayan muhabbetleri ile entel damgasini yemiş olan kibar davarlardi.
günümüzde ise cicek pasajinda yhaut nevinzade iki birali su içip ezberledikleri bir kaç cümleyi sarf ederler. pezemenklerin havalarini görseniz her biri masallah bir fellini, bir ne bileyim picassodur. ammavelakin ezberlilerini bozdugunuz vakit melun melun bakarlar. hatta hicabindan ağlayanlar bile cıkmıstır.
yillar yili su taksim, istiklal muhabettini anlayamamisimdir. bok varmiş bayramda, seyranda ve hafta sonu cadde-i kebirde tepiş tepiş yürümenin birbirinin üzerine cikarak slalom yapmanin o kalabaliğa gömülmeyi kazik fiyata yemeyi içmeyi ve de herkesin ipini kırarmişcasına doldurmasini bir türlu anlayamamisimdir.
egleneceksen keyif yapacaksan cik pazartesi yahut hafta içi keyif yap arkadas. her gun gun bok mu var. git ayda yilda bir git. zaten normal zamanda icine ediliyor. birde o bunyenin içine istanbul'un en boktan semtine harcama.
nebileyim bin tane semt var. usenme git dolas dolmabahcesarayini, git dolas yıldız sarayini ne bileyim herseyi izah edecek halimiz yok ya...
sözün özü sanat arayan gider sultanciftliğinde bile bulur...