bir iki satır yazabileceğim konu idi fakat yukarıdaki bir kaç yazıdaki basitliği görünce gözüm korktu...
islam'da milliyetçilik meselesi her şeyden evvel açık bir şuur, saf bir vicdan ve iyi bir din bilgisi gerektirir. ayrıca mümkünse biraz da literatür, tarih, sosyoloji bilmekte fayda var.
bu konuda en çok yapılan hatalardan bir tanesi takva meselesidir.
milliyetçiyim diyenlere "üstün ırk" yoktur, üstünlük takvadadır derseniz sapla samanı karıştırırsınız. çünkü müslüman türk'ün üstün ırk olma gibi bir iddiası zaten yoktur. ayrıca takva tekil-şahıs durumudur. topyekun bir millet için düşünülemez.
islam'da ümmetçilik vardır, milliyetçilik yoktur derseniz yine sapla samanı karıştırırsınız. elbette müminler ancak kardeştir. allah vergisi olan ve kuran'la sabit durumda bulunan farklı milletten olmak nasıl ki kardeş olmaya engel değilse farklı devletlerde yaşamak da engel değildir.
ayrıca dünyada yalnızca müminin mümine olan kardeş hukuku da yok. ahmet yesevi hazretleri kafir de olsa kalp kırıcıyı allah (c.c.) sevmez der. müminin kafire, münafığa, putpereste karşı bile bir hukuku, sınırı, çizgisi var. dolayısıyla ayrı coğrafyalarda olmak, ayrı devletlerde olmak buna engel değil.
batı, milliyetçiliği islam dünyasını bölmek için şırınga etti demek de cahilliğin daniskasıdır. o milliyetçilik, batının bir noktadan daha gelişmiş bir noktaya hareket etmesini sağladı. elbette din, kültür vb. farklılıklardan doğan farklı milliyetçiliklerden söz etmek gerekir. bugün en ümmetçi olarak görülen osmanlı imparatorluğu bile türk devleti idi. kutsal toprakları fethettiği zaman gidip mekke'ye yerleşmedi, emanetleri alıp istanbul'a getirdi. türk'ün egemenliğini yegane nizam olarak kabul etti.
ayrıca islam'ın koruyucusu olan selçuklular'a ne diyeceğiz peki? farklı devletler, aynı din. savaşlar...
bütün bunlar didik didik edilebilir.
neticede ana-babaya, akrabaya bakmayı emreden bir din, soyunu sevmeyi, onun iyiliği için çalışmayı, yasaklayamaz.
kişi nasıl ki kendi işlediği günahlar için tövbe ediyorsa, milletinin yaptığı zulmü de hatalı görmeli, o hatayı tekrar etmemeli, tasvip etmemeli ve engellemek için de çalışmalıdır.
sınırlar, çizgiler, anlayışlar çok farklı.
sadece sahih örf meselesini az buçuk bilen bir insan bile, islam'da milliyetin yerinin ne olduğunu bilir. sahih örf, fıkıh usulüne göre şerî delillerdendir. imam şafi'nin mısır'a yerleştikten sonra bazı konularda görüşlerinin değişmesinin sebeplerindendir örf. ayrıca imam hanefi'yi bilenler de örf meselesinin ne kadar mühim olduğunu bilirler.
şimdi şerî hükümlerle çelişmeyen bir meselede, fıkhen sırası gelmiş bir sorunun çözümü için bir milletin meydana getirdiği hükümleri şeriata esas teşkil bir dinin milliyetçiliği yasakladığı söylenebilir mi? elbette söylenebilir, neticede tövbe haşa, allah yok diyen de var!