yeni baslayanlar icin ehliyet almak

entry1 galeri
    1.
  1. ehliyet, bildiğiniz üzere trafikte araç kullanabilmek için alınması gerekli olan sürücü belgesine verilen isimdir.

    ülkemizde alınması fevkalade kolay olup, trafik kazalarının neden bu denli çok olduğunun bir göstergesidir aynı zamanda.

    öncelikle bir sürücü kursuna başvurulur. kurs, sınavlardan geçmenizi sağlayacak tüm materyalleri verir. açıklamalı bir test kitabı, daha önceki sınavlarda çıkmış sorular ve cevapları vb.

    kursa her ay dünyanın parasını verir ama birkez bile derslere katılma gereği duymazsınız. çünkü derste anlatılanlar, verilen kitapta ya da notlardaki ile birebir aynıdır. ha derste dinleyince daha etkili, daha akılda kalıcı olur o ayrı. ama akılda kalmasını isteyen kim?sınavdan geçeyim yeter.

    motor, ilkyardım ve trafik olmak üzere üç ders vardır.

    içlerinde en zoru motor dersidir. arabanın iç aksamını görür, arabanın neresine basılınca neresi etkileniyor, bu meret nasıl çalışıyor gibi şeyler öğrenilir.

    ilkyardım dersi aslında en önemlisidir. zira söz konusu olan bir hayattır. suni teneffüs, kalp masajı vb hayat kurtarıcı faaliyetlerin cansız manken üzerinde denenmesi, pratik yapılması gereklidir. ama ne sürücü kursu böyle bir öğretme zahmetine katlanır, ne de kursun öğrencisi bunu öğrenme hevesindedir.. amaç sınavdan geçmek olunca bu hayat kurtarıcı faaliyetlerin kitaptan öğrenilmesi yeterlidir.

    trafik dersinde trafik kuralları üzerinde durulur ve en kolay ders de budur. üstteki iki derse katılmak genel kültürünüz açısından size pek çok şey katabilecekken, bu derse katılmak zaman kaybı yaratır.

    ehliyet alma sürecindeki ilk sınav, bu üç dersten olur. sınav tarihi ve sınav yeri belli olunca kurşun kaleminizle, silginizle öss benzeri mini bir sınav stresi yaşarsınız koca koca adamlar ve kadınlarla aynı ilkokul sıralarında.

    bu sınav ortalama zekadaki her insanın ortalama bir çalışmayla geçebilceği kolaylıktadır. hatta sınavı geçeyim yeter mentalisinden bir an için çıktığınızda sora sora bunlar mı sorulur yani, yuh. diye düşünmeye başlar, soruların bu denli kolay olmasını şahsınıza yapılmış bir hakaret bile addedebilirsiniz.

    ehliyet almak bu kadar kolay olursa tabiki bu ülkede hergün onlarca trafik kazası olur.

    kağıt üzerindeki bu sınav atlatıldıktan sonra direksiyon dersine geçilir. işte ancak şimdi bir sürücü kursuna gittiğinizi, buraya neden para verdiğinizi idrak edersiniz. bugüne dek araba kullanmayı gözünde büyütmüş, bunun zor birşey olduğunu zannetmiş birini hayal kırıklığına uğratacak kadat kolaydır araba kullanmak. her biri yaklaşık 40 dakikadan oluşan 5-6 ders. yanınızdaki koltukta oturan,sürücü kursundan bir hocanın eşliğinde bu ders de bitirilir. ve sıra bunun sınavındadır.

    direksiyon sınavı ehliyet almak için önünüzdeki sondan bir önceki sınavdır.(son sınav trafik şubesinde yaşanacaktır ki en saç baş yoldurtanı budur)

    ehliyet almak isteyen yüzlerce kişi bir okulda toplaşır. tabiki denilen saatte sınav başlamaz, müfettişler beklenir. müfettişler geldikten sonra da sıranın size gelmesini beklersiniz. eğer şansınız var da ilk sıralardaysanız hemencecik sınavınızı olur ve gidersiniz. yok şansınızın kapalı olduğu bir günde iseniz 11.00da başlaması gereken sınav için ne olur ne olmaz diyerek 10.30da gelip saat 14.00 a kadar beklemeniz mümkündür.

    sınava ilk girmenin dezavantajı ise afyonu yeni patlamış müfettişlerin gözlerinin ve dikkatlerinin en üst düzeyde olmasıdır. ilerleyen dakikalarda ise herkeste bir mayışmışlık başgöstereceğinden umursamamazlık ve bir an önce bitsincilik hissi başlar.

    beş dakika bile sürmez bu direksiyon sınavı. bulunduğunuz okulun çevresinde bir tam tur atarsınız hepsi bu. sinyali yanlış vermişsiniz, stop etmişsiniz...hiç telaşa mahal yok. geçeceğinizin garantisini veriyorum. hayatında sadece 6 kez ve 6.sı da sınavda olmak üzere direksiyon başına geçmiş biri olarak ben bile bu sınavdan 90 almışsam, senin geçememen için hiçbir sebep yok ey okur.

    hemen o günün akşamında öğrendiğin direksiyon sınavının olumlu sonucuyla birlikte artık ehliyet alma sürecinin çoğu gitmiş azı kalmıştır. şimdi mesele sürücü kursu ücretini tamamlamaka ve evraklarınızı teslim almaktadır.

    içinde sınavlardan aldığınız notlar, adliye sicil kaydı, ikametgah belgesi, öğrenciyseniz öğrenci belgesi ve tabiki olmazsa olmaz vesikalık resimler...vb belgelerinizin bulunduğu dosyayı alır ve trafik şubesine doğru yol alırsınız. eğer devlet dairelerine işi pek düşmemiş dolayısıyla toy bir gençseniz ilk tavsiye: günün ilk ışılarında yola çık. zira sıra numarası denen bir meret var ki yenilmediği, içilmediği halde bu denli hızla biten birşey ahir ömrümde görmedim.

    her yerdeki uygulama böyle midir yoksa benim rastladığım mı böyle bilmiyorum. sadece 110 adet sıra numarası var. yani atıyorum saat 10da geldin ve 110.sırayı aldıysan hemen bir saniye sonra arkandan gelen kişi için artık herşey için çok geç. onun işi yarına kalmış demektir.

    sıra numaranı alır ve beklemeye koyulursun. öncesinde vezneye yatırman gereken bir harç var. onu yatır, makbuzunu da bir kenara iliştir. ha bir de yine heryerdeki bir uygulama mıdır yoksa benim rastladığım mı böyle tam olarak bilmemekle beraber şöförler odası vardır, dosyalarınıza bir dosya daha ekler, bu dosyaya nüfus kağıdınızdaki bilgileri yazar, sonra tüm bu dosyaları bir güzel toparlar, zımbalar, karton bir dosyaya yerleştirir, 10 ytl alır. bunun karşılığında makbuz mu?o da ne? e tabi genç ve toy bünye bilmiyor ki nedir, ne değildir? bunu da ehliyet alma sürecindeki resmi bir uygulama sanır.

    saatler ve saatler süren bekleyişin sonunda sıra sana dur daha gelmemiştir. çünkü saat 12.00de öğle tatili. 1 saat de hariçten beklemen gerek. zamanın geçmek bilmediği anlardandır bu bekleyişler. gazete alırsın ve o zamana dek hiç okumadığın köşe yazarını bile okursun sırf zaman geçsin diye. arada sinirlenir söylenirsin, paranla rezil oluyorsun diye. bu sinir harbin sırasında kafan da daha farklı işlemeye başlar. gerçekleri görürsün bir bir. ehliyet almak için o motor, ilkyardım, trafik, direksiyon sınavlarında seni zorlamayan sistem, şimdi zorluyordur işte.''aman ehliyet almak çok kolaymış, çocuk oyuncağı''diyen sen misin? al bakalım işte sana zorluk.hatta aklınızdan daha fazla beklememek için rüşvet vermek bile geçer. ama daha bu alemde toysun. rüşvet vermeyi bilmiyorsun,kime verilir, ne zaman verilir, ne kadar vermek gerekir?

    en nihayetinde sıra sana gelir, karşıdaki duvarın üstündeki monitörde sıra numaranı görünce mutluluk yağmuru altında şemsiyesiz kalmış gibi hissedersin kendini. bin atlı akınlarda çocuklar gibi şen adımlarla içeri girer, dosyalarını verir''bitirin artık şu işi ve verin bana ehliyetimi''dersiniz. tabi bunu dedikten sonra az biraz da buraya para vereceksiniz. sadece birkaç dakika süren bir işlemin ardından''yarın saat15.00'te gelip alın''der masanın öbür yanındaki görevli.bir an''neyi yarın alayım?niye yarın alayım? nasıl ya? yine mi?yeniden mi buraya geleceğim? ama ama, ben sandım ki. yani hemencecik alabileceğim. ama tekrar mı? ben kimim? buraya nasıl geldim?''diye sorular kafanızda bir süreliğine resmi geçit yapar. sonra devlet işlerine karşı kıldan ince boynunuzla birlikte yarın gelmek üzere ortamı terkedersiniz. evet hepsi budur, bir dakikalık bir işlem için 5 saat sırada beklemişsinizdir.

    yarın olduğunda artık ehliyetiniz kullanıma hazırdır.
    5 ...