söykü dergisi sayı 18 taş

entry13 galeri
    10.
  1. yalnızlık fırtınası | tanzamanitanyeri

    öykü yazarlarının, çok bilmiş bir tavır ve geniş zaman kipleri kullanarak yaptıkları tespitler, okuyucu ile yazar arasında soğuk rüzgarların esmesine neden olur. kimi yazarların, kendilerine göre çok doğru ve başarılı gördükleri yaşama dair tespitlerini, okuyucuya bir şekilde ulaştırabilmek ve onların nazarında yükseklerde bir yer edinmek için öykü kurguladıkları bile vak'adır. öykülerle verilmek istenen bir ana düşünce ve sahip çıkılması gereken insani değer ya da değerler olacaktır şüphesiz, ancak bunlar 'kör göze çomak sokarcasına' yapılırlarsa, okuyucu gereksiz yere tedirgin edilmiş ve öyküden düşürülmüş olur.

    - şimdi, tanzamanitanyeri'nin ard arda alıntıladığımız iki önemli tespitini bu bağlamda analiz etmeye çalışalım;

    "...ihtiyar, frank'ın isabetli atışını dikkatle izledikten sonra yanına sokuldu: "iyi de evlat, sen ulaşabileceğin yerleri hedefledikten sonra bu oyunun ne önemi var?" dedi ve bir süre dalga sesleri işgal etti kıyıyı, iki insanın sessizliğini bastırdı. kıyıya vuran dalgalar sessizliği de alıp götürdü denizin en derinlerine bir süre sonra. aynı kıyıya bir daha vurmamak üzere, buharlaşıp yağmur oldu sessizlik..."

    - 'çevredeki çoğu insan için başarılması güç bir iş olsa da zaten başarılmakta olan bir işi tekrar tekrar yapmak, kişiyi itibarlı kılsa dahi kendini tatmin etmeye yetmeyecektir.' tespitinin, yazar tarafından öyküye tam anlamıyla gömüldüğünü, adeta onun bir parçası haline getirildiğini görüyoruz. dahası, bu bölümde tespiti yapan kişi yazar değil bizzat öykü kahramanlarından biri. verilmek istenen mesaj okuyucu tarafından net bir biçimde algılanıyor ama zor yutulan büyücek bir hap gibi değil damara bağlanmış serumun içerisine zerk edilmiş bir eriyik gibi kolayca kana karışıp özümseniyor. anı betimleyen sanatsal ifadeler ise bu sıvı besinin salçası, tuzu ve biberi.

    "...çoğu zaman asıl olayın hayalini kuramadan, detayları düşünürken uykuya boğar kendini insan. hayallerini bile en mükemmel şekilde yaratır, gerçeklik mükemmellikten uzaktır çünkü. ve gariptir ki; hayallerinin detaylarıyla uğraşmaktan asıl olayı unutan insan, sabah uyandığında sadece rüyasında geçen olayın konusunu hatırlar, detayları değil. frank da sıradan insanlardandı zaten. onu diğerlerinden farklı kılacak bir özelliği yoktu, insan böyle bir şeye ihtiyaç da duymazdı kibirli değilse..."

    - bu alıntıda ise tespiti yazar yapıyor. ancak, altını o denli başarıyla doldurmuş, savını o denli başarılı bir biçimde desteklemiş ki okuyucuya doğruluğunu kabul ve teyit etmekten başka bir yol bırakmamış.

    yalnızlık fırtınası, büyük tatlar alarak okuduğum, kurgusu, anlatımı, yazım kurallarına uyumu ile üzerindeki ciddi emeğin, daha da önemlisi; büyük özenin kendini açıkça gösterdiği, kuşkusuz bu sayının en güzel öykülerinden biri olmuş.

    - seni yürekten kutluyorum tanzamanitanyeri, bu öykü bir çok anlamda örnek bir çalışma olmuş gerçekten.
    0 ...