hem enerji güvenliği, hem güvenli enerji üretimi (birbirinden farklı), hem de enerjide dışa bağımlılığı azaltması yönünden, hem de küresel ısınmadan dolayı düşen baraj seviyeleri ve azalan elektrik üretimi vs... gibi bir sürü sebepten ötürü * ölümüne katıldığım söylem.
daha çok geç olmadan türkiye 'nin bu enerjiye yönelmesi lazım. yoksa şemsiye açılmıyor bazı anlardan sonra.
şu da unutulmamalıdır ki türkiye, 1956 yılında Atom Enerjisi Komisyonu kurmuş ve 1957
yılında Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı 'na (UAEA) kurucu üye olmuştur.
biz kurucu üyeyken elimizde hiç nükleer santral yok, ama sonradan gelenlerde düzinelerce.
işte tipik türkiye gerçeği.
lakin nükleere karşı çıkanlara hiç şaşırmıyorum. çünkü bu topraklar, matbaanın gelişine itiraz edenleri de gördü.