Odanın kapısını tıklattıktan sonra içeriye girdi.Doktor umutsuzca Okanın yüzüne bakıyordu.Bunu nasıl söyleyebilirdi karşısındaki genç delikanlıya?..Ama mecburdu.Okan ise bir an önce sonucu öğrenip ayrılmayı düşünüyordu.Oradan çıkıp şirkete çok önemli bir toplantıya katılacaktı.Zaten kendini bildi bileli hastaneleri hiç sevmemişti.Doktor Adnan bey konuşmaya başladı:
-Buyurun Okan bey lütfen oturun.
Okan bir yandan sandalyesine otururken sordu:
-evet, Adnan bey sizi dinliyorum.Telefonda bana çok önemli demiştiniz.
-Okan bey bunu size nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum.Adnan Beyin kelimeleri boğazında düğümleniyordu adeta.Devam ederek:
-Emin olmak için sizden almış olduğumuz kan ve doku örneklerini iki kere teste tabi tuttuk.
Okan merakla:
-Adnan bey nedir emin olmak istediğiniz şey?
Doktor Adnan kendi kendine karar vermişti.Bir çırpıda söyleyecekti:
-Üzülerek belirtmeliyim ki kansersiniz
Okan bu durumlarda nasıl davranılacağını bilmiyordu.Bir an odada sessizlik oldu.yüzünde bir tebessüm belirdi.Oysa ki basit bir baş ağrısı için gelmişti doktora, kim olsa bu duruma önce hayret eder ardından gülerdi.Okanın kafasından bu düşünceler geçerken doktor Adnan bey bu delikanlıya acı haberi nasıl vereceğini düşünüyordu.Sessizliği ilk bozan Okan oldu:
-Peki doktor bey,şimdi ne yapacağız?
-Hastalığınız tedavi edilemeyecek düzeye gelmiş durumda Maalesef az bir ömrünüz kaldı.
Okan,boynundan vücuduna akan soğuk teri hissetti.Ve doktora malum soruyu sordu:
-Ne kadar ömrüm kaldı doktor,benimle açık konuşur musunuz?
-iki ay Belki de daha az
Okan,başını avuçlarının içine aldı,ne hissettiğini bilmiyordu.Doktor,ne yapacağını bilmiyordu.Teselli vermek istese iki ay ömrü kalmış bir adama ne diyebilirdi ki?Kısa bir süre sessizliğin ardından doktor:
-Size tavsiyem,kendinizi stresten uzak tutun.Gezin dolaşın (devam edecek).