Bugünden itibaren seçimlere 4 gün kaldı. Alt tarafı nihayet 4 gün daha sürecek, "nah babayı alırsın" türünden ağız dalaşları.
* * *
21. yüzyılın başında, siyasal liderler arasındaki polemiklerin; aşırı ölçüde bir seviyesizlik göstermesinin de, elbet birçok nedeni var.
Ve bendeniz biliyorum ki, bu nedenler hiçbir zaman kurcalanmayacak. Kurcalansa bile, kimse kulak asmayacak.
* * *
1939'da Cumhuriyet'in 2'nci adamı ismet inönü, Cumhurbaşkanı olarak Çankaya'ya çıktığı zaman, kendisinin ilk Başbakanı Dr. Refik Saydam, ilk verdiği demeçlerden birinde şöyle demişti:
- Her işimiz A'dan Z'ye bozuktur.
* * *
16 yıllık Cumhuriyet rejiminin mimarlarından olan 2'nci Cumhurbaşkanı ismet inönü'nün, ilk Başbakanı Dr. Refik Saydam; tüm uygulamaları tepeden tırnağa bozuk buluyordu.
O bozuklukların ne olup ne olmadığı, hiçbir zaman gündeme gelmedi.
Besbelli ki birileri hiç hoşlanmadılar ve hemen gözardı ettiler böylesi kökten bir eleştiriyi.
* * *
Şimdi de Türkiye'nin sürekli gözardı edilen dikenli gerçekleriyle, 21. yüzyılın hızla küreselleşen dünyası çatışıyor ve büyük bir çerçeve içindeki bu çatışma; iç politikaya karşılıklı bir ağız dalaşı olarak yansıyor:
- Hainlerle işbirliği yaparak vatanı satan hainler, elbet kimseyi asamaz...
- Cellatlık reklamıyla prim toplamaya kalkanlara yuh olsun...
- Sen ailenin servetini açıkla önce, ailenin servetini...
- Önce sen açıkla...
* * *
Ne Türkiye bütçesindeki dağılımın dengesizliğiyle, dengeli yeni bir bütçe tasarımından söz eden var; ne 1839'da Sultan Mecit dönemindeki "laiklik" girişiminin, neden hâlâ daha gündemden düşmediğinden.
* * *
1839'da da tellallar bağırtılıyordu sokaklarda:
- Duyduk duymadık demeyin, bundan sonra "Gâvura, gâvur demek" yoktur ha!..
Faytonlarda hoca, papaz ve haham yan yana oturtulmuş olarak dolaştırılıyordu caddelerde.
* * *
Pazartesi günkü Posta gazetesinin manşeti şöyleydi:
"Utan Türkiye - Kilis'te tatile gitme imkânı olmayan çocuklar, TV'de izledikleri 5 yıldızlı otellerdeki eğlencelere özenip Atık Su Arıtma Tesisleri'nin çıkış noktasında bulunan dev borunun içine giriyor ve kayarak önünde biriken su dolu çukura atlıyor. 114 bin 724 nüfuslu Kilis'te çocukların zaman geçirebileceği devlete ait bir yüzme havuzu yok."
Posta, manşetin altına, ufacık çocukların dev borunun içinden nasıl kayarak atladığını gösteren koskocaman bir fotoğraf koymuştu.
* * *
Yine pazartesi günkü Radikal gazetesinde, Neşe Düzel'in Mehmet Uzun'la yaptığı bir röportaj vardı.
Neşe Düzel soruyordu:
- Bu ülkede bir Kürt sorunu var. Bunu herkes biliyor. Peki bu sorunu çözmeye samimi bir şekilde uğraşılıyor mu? Yoksa gerek Türklerden gerekse Kürtlerden birileri kendi kişisel hesapları nedeniyle çözümsüzlüğü tercih mi ediyor?
* * *
Mehmet Uzun'un bu soruya verdiği yanıt içinde, şu cümle bendenizin dikkatini çekti.
- ...bugün birileri Kürt sorununda çözümsüzlüğü hâlâ tercih ediyor. Çünkü savaş; eroiniyle, çeteleşmesiyle çok büyük bir rant alanı. Bu yüzden çözümsüzlüğü isteyen Kürtler de vardır ve bu çözümsüzlüğü bir kader haline getirmek için de ellerinden geleni yapıyorlardır.
* * *
Ve yine pazartesi günkü Milliyet'te Yasemin Çongar, yazısına şu girişi yapıyordu:
"Hoyer, ABD Temsilciler Meclisi'nde çoğunluk grubunun başkanı vekili. Yakın çevresinden öğreniyorum ki, Demokrat siyasetçi 'Ermeni Soykırımı Tasarısı'nı, 22 Temmuz seçimlerinin hemen ardından ve Amerikan Kongresi ağustosta tatile girmeden önce, Temsilciler Meclisi genel kurulundan geçirmeyi hedefliyor".
* * *
Seçim mitinglerinde siyasal parti liderleri; kendilerini överek, rakiplerine sövüp durma ötesinde; ne yılda 60 milyar dolar getirisi olduğu ayyuka çıkan "eroin ve silah kaçakçılığı çeteleşmelerinden" söz ediyorlar, ne ABD Temsilciler Meclisi'ndeki Ermeni Soykırımı Tasarısı'ndan...
* * *
Dünkü Posta'nın da manşeti şöyleydi:
"Felaketin fotoğrafı - Küresel ısınmanın yarattığı felaketin sonuçları bir bir ortaya çıkıyor. istanbul Alibeyköy Baraj Gölü tamamen kurudu. Geçen yıla kadar dolu olun gölde şimdi koyunlar otluyor. Su sıkıntısının boyutlarının her geçen gün arttığı istanbul'da seçimlerden hemen sonra kısıntı uygulanacağı öğrenildi. Türkiye'nin diğer bölgelerinde de durum istanbul ile aynı"
* * *
Bendenizin de oligarşik yapının itibar sahiplerine bir sorum var:
- Kitleleri acımasızca dolandırmaktan hiç utanmıyor musunuz?