geçen gün liseden bir arkadaşımla yolda karşılaştım. baktım kucağında bir bebek. meğer onunmuş. biraz sohbet ettikten sonra yollarımıza gittik. ama tabi durur mu hiç bu ağız? anlatamasa mesaj atacak illa ki. ben de tuttum en yakın arkadaşıma mesaj attım. son durumları haber vermek lazım tabi, son dakika şeklinde.
yazmak istediğim: selman'ın bebeği olmuş ya dün karşılaştık blablabla...
o sırada çocukların çok konuşuyor olması, birisinin de bağıra bağıra "seni babama sölicem taam mı" şeklindeki isyanından ötürü mesaj şöyle şekillendi:
selman'ın babası olmuş. burada olmuş yazdım tabi ama "olmus" yazısını gören arkadaşım onu ölmüş olarak algılamış doğal olarak ve işler bundan sonra karışmaya başlamış. benim haberim yok tabi.
arkadaşım selman'ı arayıp başın sağolsun diyor, selman neye uğradığını şaşırıyor. ciddi ciddi babasına bir şey oldu ve ona söylemediler sanıyor. babam öldü diye kendini paralıyor. o sırada ben hala mutlu mesut hayatıma devam ediyorum. bu arada selman eve gidiyor yana yakıla. bakıyor ki her şey normal. babam nerde diye ortalığı birbirine katıyor. babasını görünce de belki de 10 senedir takınmış olduğu delikanlı tavrın acısını çıkartıp uzun uzun sarılıyor.
bense tüm bunları öğrenip yerin dibine giriyorum. daha dibi yok mu ki diye de bakınıyorum bu arada tabi. bu yazının ana fikri şu ki: herkesin bebeği kendine arkadaşlar, dedikodu çok çok kötü bir şey.
edit: bir de ben bu yazıyı onikiden önce yazmaya başlamıştım. oo.o3 de yayınlanmış olması benim suçum değil. tamamen istemsiz.