acaba chp 1950 yılında başörtüsü dağıtsaydı kimse yadırgar mıydı?
cevabını hemen verebiliriz; hiç kimse yadırgamazdı, çünkü o zamanlar henüz bizler türban ve sıkmabaş ile tanışmamıştık!
kamusal alan diye bir durum yoktu, 1950 yılında yapılmış bir filmde atatürk ilkelerinin toplum yaşantısına ne kadar işlediğini rahatlıkla görebilirsiniz.
peki ama şimdi chp bir zamanlar kendiyle özdeşleşmiş bir değer sayılabilecek olan başörtüsünü dağıttığında neden olay oluyor?
malesef son 30 yıl içerisinde yavaş yavaş tüm ortadoğuda olduğu gibi bizde de bir anlam karmaşası baş gösterdi. malesef sıkmabaş ile tanıştık; malesef bazı yıkıcı faliytlerle karşılaştık ve bu faliyetler de demokrasiye mal edilerek altyapı olarak güçlendirilmeye çalışılıyor bazı kesimler tarafından.
malesef dışarıdan finanse edilen bazı iç düşmanlarımız eğitemediğimiz bir kısım insanı etkiledi ve bu finansörlerin gücüyle paralel olarak büyümekte!
bundan birkaç yıl öncesinde başörtüsü sorunu da yoktu aslında; o kaşarlanmış siyasetçi erbakan bile başörtüsü lafını ağzına alamıyordu çünkü insanların kafası bu kadar allak bullak değildi; fakat ne olduysa akp sonunda türban sorununu başörtüsü sorunu olarak lanse etmeyi başardı ve çok değerli muhalefetimiz de bunu yedi, işte budur anlam karmaşası. evet kafamız son yıllarda öylesine karıştı ki 11 eylül, deprem, susurluk, afganistan, ırak, pkk, idam kalksın mı, kriz, öss vs... diye; artık herkes her istediğini istediği şekilde söyler oldu.
evet ne istiyor birileri; chp başörtüsüne karşı çıksın değil mi, düşmanı gibi görünsün değil mi? aslında o başörtüsü senden çok chp nin malıdır, başörtüsü diye diye sıkmabaşı kastettiği halde insanların sadece saçlarını değil beyinlerini de örtmeye çalışanlar utansın...
evet atatürk ün ölümünden sonraki hiçbir chp iktidarının arkasında durmam; ama şu yaşananlar sadece komik...