söykü dergisi sayı 18 taş

entry13 galeri
    8.
  1. selami bey | hartigan

    anı güzel tasvir eden öyküler; konuları, kurgulanma biçimleri, yaşanan olayların ve kahramanlarının sevimli ya da sevimsiz olmalarına bağlı kalmaksızın, okuyucularını ciddi biçimde etkileyebilirler. buna neden olan; belki de olayın/olayların sunumunda alışılmışın dışında bir anlatım tekniği kullanılması, buna karşın anlatılanların realist bir çizginin dışına taşmadan, sırıtmadan, esasen trajik bir olayın gülünç eylemlerle bezenerek ustalıkla trajikomik bir havaya büründürülmesidir.

    - şöyle ki;

    "...tozlu kitabı tozlu tezgaha bırakıp ağlamaya başladım. ne ağır bir yüktü omuzlarımdaki hayal kırıklığı. hıçkırdıkça hıçkırdım, yerlere kapaklandım. toz yutup hapşırdım. hırsla mermere tükürdüm, ağladım da ağladım."

    - kahramanın ruh hali, eylemleri ve yazarın olayı tasvir şekline bakıldığında yukarıdaki savı cidden destekliyor, öyle değil mi?

    "...ilk darbeyle kafasını yardım. kan, kapı eşiğinin doksanına fışkırdı. sol kulağından tutup aşağı çektim. yan yatmış kafasına, bu defa sağ kulağının tam ortasına indirdim ikinci darbeyi. bok çuvalı gibi yığıldı orospu çocuğu. şoku ilk atlatan, en küçükleri, altı yaşındaki ayşe’ydi. kendi yüzünü tokatlayıp tepinmeye, ciyak ciyak ağlamaya başladı, kız kardeşlerinin eziyet veren sesiyle kendilerine gelen ağbiler, dokuzunu yeni doldurmuş murat ile on birinden gün alan hasan, üstüme atlamaya yeltendi, birer fiskeyle babalarının üstüne yuvarladım bacaksızları. hasan yattığı yerde sinir krizi geçirmeye başladı, murat’sa ellerine bulaşan kana bakıp babasının hareketsiz kafasına kustu. bu sırada ayşe geri geri kaçarken sendeledi, kafasının arkasını duvara toslayıp sustu. kolay değil tabi, dağ gibi adam, iki erkek için idol, kız için, freud’a göre, ilk aşk, öyle cansız, kan içinde, kafatası çatlak, yırtık derisi, saçları bir acayip, bir kırmızı, bir göz faltaşı gibi, öteki, küçük oğlunun kusmuğundan kapanmış, kolay değil ha..."

    - ikinci alıntıda yazar, savımızı iyiden iyiye destekleyen, dahası birinci alıntıdaki başarısının bir tesadüf olmadığını kanıtlayıp ustalığını pekiştiren çok başarılı bir 'anı tasvir' örneği daha veriyor ve belki de öykünün ana fikrini oluşturan şu tespiti ile hakkındaki kararı vermemizi sağlıyor;

    "...insanın yaşamı, hayatın kendisi gibi çarpık çurpuk olmalı. aksi halde sırıtır, yakışmaz, tam oturmaz, hep biraz eksik, biraz yalan görünür. işin aslı eksik ve yalandır da."

    - 'şu yalan dünyada, ele-güne karşı dosdoğru bir insan portresi çizmeye çalışmak eğreti durur, sırıtır.' demeyi ne de güzel becermiş yazar.

    gerek yazım kurallarına uyumu, gerek öykünün yapısal kurgulaması ve gerekse betimleme yeteneği anlamında kalemi oldukça güçlü bir yazar hartigan. kendine has hoyrat anlatım biçimi beni hayli etkiledi doğrusu.
    0 ...