cenaze evinde yemek dağıtmak

entry48 galeri
    10.
  1. çocukluk yıllarımdan kalma puslu bir aynaya düşen silik hatırlar gibi hatırladığım ender hadiselerden biri.
    kadim bir gelenek olsa gerek mezar yerinde ya ölü ilk gömüldüğünde ya da öldükten bir süre sonra insanlara yiyecek falan dağıtılırdı. zaman mefhumu belleğe ağır darbeler vurur geçmiş zaman bir çok şey silindi gitti lakin hatırladığım kadarıyla kadınlar mezarın etrafında toplanır ağıtlar yakardı, eğer uydurmuyorsam kamburu çıkmış sakallı fakat düzgün giyimli bir adam elindeki eski ve fakat her halinden değerli oluğu analışılan bir kitaptan arapça ya da türkçe veya zazaca çeşitli dualar falan okurdu. sonra kadınlar heybelerinden bir şeyler çıkarırdı o yıllarda oval bisküviler vardı (hala var ama onlar değişikti) kalıbı sert ve ağır kazanları olsa gerek derine inerdi desenler ayrıca bu bisküvilerin kendine has bir kokusu vardı sanki ölü kokusu sinmiş gibi ya da o bisküvileri orada bir tek mezar başlarında gördüğüm için ölülere o kokular sinerdi. sonra belliki bir gün önceden (zira soğuk olurdu) suda kaynatılmış etler insanlara dağıtılırdı bir defa tatmışlığım olmuştu ve hatta diyebilirim ki lezzetliydi ama yinede orada toprağın altında cansız bedeniyle yatan bir insanın çürümekte olan etiyle ağzımda çiğnediğim et arasındaki sadece et gerçeğini düşününce uzunca yıllar et yemediğim oldu.

    bir belgeselde izlediydim sanırım gökyüzü defni denilen bir mevzu vardı. insan ölür, çocuğu cenazeyi sırtlanır yüksekçe bir tepeye götürür ahali gelir toplaşır çocuk cenazeye son bir bakar ve arkasını dönüp gider. sonra cenaze ters çevrilir sırtından ve baldırlarından yarıklar açılır ve bölgede uçuşan durumun farkında, zaruri şartların kaçınılmaz sunucundan haberdar alıcı kuşlar bir anda cenazeye üşüşür ve dakikalar içinde bütün bir bedeni yiyip geride iskeleti bırakırlar. oradan aşmış bir insan çıkar kemikleri toplayıp bir kütüğün içinde çekiçle ezer, kırar, parçalar ve onlarıda kuşlara yem ettikten sonra gerisin geriye köyüne döner. insan artık yoktur sadece ruhu yukarıdadır bedensel olarak gerçekten doğaya dönmüştür. dünyada pek bir hükmü yoktur artık.

    anadolu ise ölülerle dirilerin hüküm sürdüğü bir coğrafya hatta öyle ki ölüp gidenler hala bir şekilde topluma yön verirler cansız bedenleriyle. her bölgede değişkenlik göstermekle birlikte çoğunlukla ölüp gidenin arkasından fakir fukaraya bir şeyler dağıtılır. az veya çok farkeden bir şey yok. ölmüşlerinin canına değsin deyimide buradan türemiş olmalı.

    vs. vs. vs.
    1 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük