ahmet şafak'ın en etkileyici eserlerinden biridir.
Babamı Özledim
Her yağmur yağışında, her güneş batışında
Hatıralardan babam süzülür gözüme gelir,
Sessiz yaşamış, sedasız ölmüşlerdir.
Ana şefkati yanında okunmaz esâmeleri.
Babalar ölüm meleği konduğunda ocağın ortasına, fark ettirirler kendilerini
Çile, boğuşma, emek ve kavgayla geçen bir ömürden arta kalan sessiz bir vedadır bu;
Yüklenir çağa-çoluk aşkına, hayatın yükünü,
Anamın arkasında bir dağ, kolu kanadın ocağın üstünde,
Anamın dağı çökmüştür; sarsıntıyı anlamaz çocuk yürekler
Hayat, yedi düvel askeri gibi üşüşmüştür üstümüze.
Babam vatan bellediği yuvasının dağ gibi dertlerine vurmuştur kendini
Ve vurulmuştur Mehmetçik gibi vakitsiz.
Gözlerimden akar damlalar, yağmur vurduğunda cama
-Artık baba olduğumdan mıdır ne- oturur,
Babama değil kendime ağlarım
Meğer gözyaşı da yakışırmış baba olduğunda erkek adama.
Yoksul evlerin canı imiş baba sevgisi,
Ve herkesin yüreğinde bazen bir bamteli kopmasıymış babanın yitikliği
Hayat kendi hükmünü koyar derdi babam;
Bu hükümde sana bir müjde var baba!
Eylül fırtınasında senden kurtarabildiğim kitaplarımı; hayat,
Bebe bisküvisi, ayakkabı, kalem, silgi
Ve ilaç fiyatına aldı benden;
Kitaplarımı sattım ve gözyaşımı içime attım.
Unuttum beni kaç kez tokatladığını,
Ve her tokadının ardından gizli gizli yandığını
Sırtıma çevrilmiş pusuların önüne atılışını ve yüreğini koyduğunu canım yerine;
Babalar böyledir işte...
Bir sertlik kalkanıyla buğulanır yüzleri;
Gülmez gibidirler, çocuk şefkatini bilmez gibidirler..
Hayatımızın ilk yanılgısını alırız baba olduğumuzda.
Meğer kahkaha atmak isterlermiş,
Sarılmak minicik ellere, öpmek doyasıya ne çok hevesleriymiş.
Anam anlatırdı inanmazdık,
Bir su damlasının kayıp gitmesi gibi ellerimizden;
Ya da bir yıldızın yer değiştirmesi gibi gökyüzünde
Yitirdikten sonra bir dağı, anladık,
Şimdi çek babam, çek diye bir mesel dudaklarımızda
Çektikçe hayatın yükünü omuzlarımda,
Kederimi yatırmak isterim kabristana ve ağlamak isterim toprağına yüzümü vurup;
Bilirim kalkmasa da doğrulup
Yattığı yerden hisseder beni.
Üzerindeki otları kırçıl sakalları gibi okşarım.
Yağmur da yağarsa hani, iyi olur ha;
Birlikte ağlarız yitikliğimize
Ve haykırırım ve söylerim bağırarak,
Yıllardır söyleyemediğimi:
Baba!.. Duyuyor musun beni?
Baba olduktan sonra daha çok özledim seni,
Daha çok özledim seni,
Daha çok özledim seni!..
Her yağmur yağışında,
Her güneş batışında hatıralardan babam süzülür, gözüme gelir.
Babam süzülür, gözüme gelir..
Babam süzülür, gözüme gelir