bir gün, vakitsiz miydi hatırlamıyorum, derin yalnızlığımda çaldı telefon. siren sesidir her zaman benim için böyle mekanik, tek düze; notasız sesler. tellerin titreşimi diyor ki annen öldü. yalnızlığım dedi ki, şimdi daha yalnızsın. yalnızlığımın galerisinde canlandı canlarım o vakit. o vakit vakitsiz miydi hatırlamıyorum. galeriler hep soğuktur sanki, sanki hatıraların buzdan revüsü.
annemin beni bırakıp gittiği ev. kapıyı tıklattım, soran gözler. demek ki o kadar yalnız ki ifademin sesi, ağır adımlar. odasının kapısındayım şimdi. yalnızlığın kilidi sanki.
içeriye girdim, bir yatak, beyaz ve buruşuk çarşaflar; yatağın üstünde bir sandalye; adetmiş, işte öyle. yerde iki minik çorap, avuçlarımda; henüz sıcak mı? ah hatıralar, çıkarılmış gibi çıplak. iki minik çorap iki damla göz yaşında ıslak.