gece uyanınca yatağının altındaki leğeni çekip büyük, küçük tuvaletini yapan, daha sonre leğeni tekrar yatağın altına sürüp uyumaya devam eden;
gündüz vakti yine doldurduğu leğeni evinin penceresinden döken ve herkesin böyle yaptığını bildiği için de sokaklarda gezerken 'çatı hizasına' gelmemeye çalışan;
herhangi bir pencerenin açılıp yine bir leğinin muhteviyatının aşağıya dökülmesi ihtimaline karşı lengeli fötr şapka - ve yürürken bu 'muhteviyat'a basmamak için 'topuklu' ayakkabı giyen;
ömür boyu yıkanmayan ve bunu da 'şeref' sayan hatta nerede hamam varsa yıktıran -ve bununla da gurur duyan-;
ülkelerinde bulunan thames nam nehrin tam 1 asır - yazıyla yüz yıl- lağım aktığı (londra yüz yıl b.k kokmuştur);
bütün bunları hazırladığı belgeselle kendi yeni nesillerine anlatan;
bundan utanmayan;
üstüne aynı belgeseli başkalarına satıp para kazanan ingiliz kadar şerefi olmayan -bu kafaya sahip birisiyle aynı memleketli olmaktan utanç duyduğum- yazarımsının bilgi sahibi olmadan hakkında atıp tuttuğu ceddimin son padişahıdır.
bazı klavye şövalyeleri de yok padişahlık kulluktu, yok cumhuriyet erdemdir bık bık bık.... diye yazmış.
britanya: krallık
norveç: krallık
isveç: krallık
danimarka: krallık
ispanya: krallık
belçika: krallık
hollanda: krallık
lüksemburg: krallık
monaco: krallık
batılılar kendi atalarına söver mi? ben sövmez diye biliyorum. ama nedense bizim memlekette...maşşallah sürüsüne bereket.
söz söyleyebilmek... sözü yazıya dökebilmek... fikirleri kelimelere bürüyüp yayımlamak herkesin yapabileceği bir şeydir. ama acaba fikir sahibi olmadan önce 'okumak' 'öğrenmek' gibi eylemler yapmak lazım değil miydi, ben mi yanlış biliyorum!!?