türk dizilerindeki mantık hataları

entry23 galeri
    7.
  1. *hala kan rengini tutturamamaları

    *karşılıklı diyaloglarda söz kesmenin hala aptalca yapılması
    mesela
    -beni bir din...
    aradan 5 saniye geçer
    +kes, dinleyemem seni!

    *dizi kahramanlarımızdan birisi bir olaya karışıyor, haberlere çıkıyor. dizi başladığından bu yana bir kez olsun televizyon izlemeyen diğer insanların o akşam haber izleyeceği tutuyor. ve şansa da bakın ki, tam da spikerin arkadaşlarıyla ilgili haberi anons ettiğinde denk geliyorlar. bu saçmalığın başını akasya durağı gibi süper(!) dizi çekmektedir.
    mesela:
    ali, elinde olmayarak polisler tarafından bir mekanda basılmıştır. gazeteciler, kameralar da o anı akşam haberleri için kaydetmektedirler. akşam haberleri başlamış, ali'nin arkadaşları sohbet ederken spiker:

    -evet sayın seyirciler. istanbul bugün büyük bir ahlaksızlığa tanık oldu.

    ali'nin arkadaşalrından biri: ekrem, televizyonun sesini aç. n'olmuş, bakalım.

    ve gerisi de bildiğiniz gibi.

    *mesela bir suçu başkahramanlardan biri dizi boyunca sürekli işlemektedir. mesela suçlu olup olmadığını öğrenmeden bir genci, bir adamı tartaklamak, hastanelik etmek gibi. ama aynı olay, kendi çocuğunun başına geldi mi "nerede adalet?", "nasıl bir vicdansızlık bu?!" nidaları dönüyor dizide. örneğin arka sokaklar'da mesut komiser buna örnek.
    adam, dizi başladığı zamandan bu yana belki de sadece yaşlıları tartaklamamıştır suçlu olup olmadığını bilmeden. sokak çocuklarına tokatlar yağdırıp küfürler etmiştir. ama oğlu tunç, bir mitingde yanlışlıkla dayak yiyince diğer polis memurlarına "siz nasıl olur da el kadar(!) çocuğa el kaldırırsınız? nasıl olur da suçlu olup olmadığı belli olmayan birine şiddet uygularsınız?" diyip köpürüyor.

    *unutkanlıklar.
    mesela çocuklar duyması'nda taa başlangıçta temizlikçi emine'nin 3-4 çocuğu vardı. sonraki bölümlerde ise emine'nin hiç çocuğu yokmuş gibi gösterildi.

    *türk dizilerine göre bir kahraman asla bankacı, memur gibi mütevazi meslek sahibi değillerdir. kahramanlarımız hep ya ceo'dur, ya genel müdür, ya holding sahibi ya da direkt babadan zengin insanlardır. geçmişte birkaç istisna vardı o da: en son babalar duyar (tornacı aile) ekmek teknesi (fırıncı bir baba), 7 numara (zengin olmayan üniversite öğrencileri, bakkal bir ev sahibi)...

    *herkesin duyabileceği bir ses seviyesiyle bir insanın hakkında rahatlıkla konuşabilirsiniz çünkü hakkınızda konuştuğunuz kişi %100 "efendim?" diyip duymayacaktır.

    ayşe: bu fahişe ev sahibimiz de zırt pırt gelmese olmuyor sanki.
    ev sahibi: efendim?
    ayşe: ahaha, yok bir şey demedim ben.

    *Mesela karakterlerimiz ne olursa olsun asla ölmemeli. ölse bile illa ruh olarak geri dönmeli. (bkz: memati)

    daha yazmakla bitmez bunlar. sayın senaristler, bizler geri zekalı değiliz, haberiniz olsun.
    4 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük