çok eskilerden 2. beyazıd dönemlerinde ayran daha icad olunmamıştı. büyük dedem olan humbaracı arif efendi evin verandasında yemek sofrasını kurmuş, masada kuru soğan, kurutulmuş et ve bir kasede de kese yoğurdu varmış, dedemin 3. hanımı biraz sakar olduğundan elindeki sürahiyi yoğurt tasına dökmüş, dedem de boşa gitmesin diye bu şekilde yemeye karar vermiş tadına hayran olmuş, tadına hayran oldum bunun ismi de hayrandan türeyip ayran olarak bizlere miras kalmış.
sonra bu işin ticaretine başlamışlar.
buradan anlaşıldığı üzere aslında ayran kelimesi, hayran kelimesinden türetilmiştir.