alvarlı efe hazretleri

entry9 galeri
    2.
  1. Tabii asıl önemi, The Cemaat'in Fethullah Gülen'den dolayı çok sayıp sevdiği bir insan olması.
    Çünkü Gülen, bu hocadan ders almış.
    Durumu da şöyle anlatmış:
    -------------------------
    Fethullah Gülen Hocaefendi Alvar imamını Anlatıyor
    Hocaefendi Efe Hazretleriyle tanışmasını ve onun sohbetlerine katılmasını hatıralarında şöyle ifade ediyor: “… Ailemin dışında Alvar imamının da üzerimde tesiri çok büyüktür. Hüsn-ü teveccühte bulunmam için lâzım gelen bütün şartlar hazırdı. Dayım, âdeta o ismi besmelesiz ağzına almıyordu. Teyzem o iklimin delisiydi. Babamın, annemin ciddi bir merbutiyeti vardı. Benim o zatla bütünleşmem için bütün sebepler ortadaydı.

    Sözün tesiri için bu çok önemlidir. Onun için, Alvar imamının ağzından çıkan her kelime bana, başka bir âlemden akıp gelen ilhamlar şeklinde görünüyordu. Yani, o konuşurken biz, yeni, şimdiye kadar yere inmemiş bir kısım semavî şeyler dinliyor gibi kulak kesiliyor ve böyle bir atmosfer içinde dinliyorduk. Belki bu söylediklerim o gün için, tesir yönüyle bu kadar netleşmemişti ve ben çocukluğumda bu kadar net bir düşünceyle onu dinlememiştim. Fakat vicdanımın bir lahutilik karşısında olduğunu her zaman hissetmişimdir.

    Alvar imamı Hazretlerini ne zaman tanıdığımı söyleyemeyeceğim. Zira hayata gözlerimi açtığım zaman, onun ağzının şerbetine susamış pek çok gönül gibi, peder ve validemi de o dupduru kaynağın başında buldum. Onu idrak ettim diyemem; çünkü o, ötelere göç ettiği zaman, ben hayatımın henüz, on altıncı yılının yamaçlarında dolaşıyordum. Buna rağmen ilk şuur ve ilk ihsaslarıma seslenen bir ruh olması itibariyle, benim o idrake kapalı yaşım, başım ve istidatlarımdan daha ziyade, onu yine onun tenezzüllerinde yakaladığımı, tanımaya çalıştığımı ve bugünkü, seziş, duyuş ve hissedişlerimi o günkü ihsaslarıma borçlu olduğumu rahatlıkla söyleyebilirim.
    …

    Onun, çocukluğumun başına konmuş büyük bir iltifat sayacağım “Talebem” sözüyle her başımı okşadıkça, o günkü hislerimle kendimi sağlam bir emniyet noktasına dayamış hisseder, ruhumu bir inşirahın sardığını duyardım. Aradan bunca zaman geçmiş olmasına rağmen, hâlâ onun ipekten ellerini kulaklarımda hisseder, hâl⠓Kulaklarını biraz yumuşatayım da zekân açılsın.” dediğini duyar gibi olurum.
    …

    O, anlayabildiğim ölçüler içinde büyükçe yaşadı; ama katiyen debdebeye düşmedi, Hakka kurbiyet dairesinde dönüp durdu; fakat hiç mi hiç ihtişama ve alâyişe yüz vermedi. Âdeta bir Hüma kuşu gibi gölgesi vardı kendisi yoktu.

    O, akıl gözünü doğru düşünce ile birleştirmeye muvaffak olmuş ve kalp, kafa izdivacı gibi çok az talihlinin ulaşabildiği bir noktada kutup bir insandı.

    O, en kötü dönemde, en ağır şartlar altında kimseye pes etmeden ve hiçbir şeye takılıp kalmadan medrese ilimleriyle tekkenin aşk ve şevkini te’lifi başarmış çok nadide temiz soluklardan biriydi. Himmetindeki yükseklik ve idaresindeki bu derinlik sayesinde, bizlerle ilkler arasındaki mesafeyi bir ölçüde kapamaya muvaffak olmuş ve arkadan gelenlere zemin hazırlamıştır.”
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük