motor, metro gibi turnike sistemlerinin olduğu yerlerde tam da turnikenin önünde, kocaman çantasının ücra köşelerinde sıkışıp kalmış akbilini umarsızca arayan; bu arayış, bu turnike tıkayış onun yaşama hakkından farksızmış gibi triplere giren, o esnada cüzdanını, anahtarını yere düşürüp üfleyip püfleyen, acelesi olan onca insanı çileden çıkaran kadının yanında masum kalandır.
o akbilin sana lazım olacağı belli, o valiz büyüklüğündeki çantanın milyonlarca gözü var. o gözlerden içinde en az eşya bulunan, en kolay ulaşabileceğin bir tane bölüm vardır dimi. heh işte akbilini onlardan birine attığın zaman insanlık huzura kavuşacak, sol kulağındaki çınlamalar geçecek. basit yani.