bu kadar mı gıcık, bu kadar mı itici olunur dedirten belgeselimsi bir şeyin yapımcı sunucusu. insanı irkiltir, hem de öyle böyle değil.
güzel ne, kadın ne bilmeyen testosteron yüklü ergenler, güzel olduğunu sanırlar ne yazık.
bir de sık sık gülhan şen örneklenir kaliteli de özlem değil diye. evet gülhan'ın tırnağı olamaz, sadece onun yanında değil, normalen hiç bir şeydir.
torpilin gücüyle anca böyle zavallı duruma düşülür işte.
lakin gülhan örneği de sevimli, sıcak, ve programının temposuyla bizleri alıp götüren nezdinde verilmeli. kalite göstergesi olarak değil.
eğer bu üfürükten programlara kaliteli diyorsak, bizim donanımımızda bir sorun var demektir. gülhan da kendince, turizm acentalarının sponsorluğunda, sadece acenta güzergahlarını tanıtır. o kadar.
ama işinin hakkını verir mi? fazlasıyla verir. candır, sevilesidir.
peki özlem kızımız? küçüklüğünden beri fazlaca saim orhan izlemiş olmalı ki ikinci bir vaka olarak karşımızdadır. geliyoooğğrrrr, yapıyooğğğrr sayın seyirciler...
ikisi de türkçe bilmezler. sanki ülkeye başka yerden gelmişler... ne vurgu var, ne diksiyon. ne de programlarında saygıya değer ve dikkate değer bir taraf.
tek şansları, gezmeyi görmeyi seven türk insanı. müzikli, hafif tatil esintisi işte...
neymiişşşş?
koca ülkede hakkıyle bir belgesel yapılmıyormuş...
biz de kör döğüşü gibi basitlikler üstüne tartışıp duruyormuşuz.
çıkarım; a) gülhan, iyi.. hafif, tatlı esintili, eğlenceli programını layıkıyle yapıyor. güzel ve sevimli, giyimi kuşamı, hali tavrıyla örnek. aferin...
b) saim orhan, basit.. görgüsüz, kültürsüz, donanımsız ve türkçesi felaket. kötü giyiniyor, çirkin...
c) özlem tunca, saim orhan'ın kötü bir taklidi. aslını aratır cinsten...
d) koskoca imparatorluklardan geriye, bu denli basit insanların ön plana çıkabildiği zavallı bir ülke olduk.
acı son...