ağrı kesicin, gecenin bir vakti aklına gelipte yemeyi arzuladığın eriğin, boğaza karşı rakın, yüzüne sürdüğün nemlendiricidir o. o olsun, o da olsun dilersin. çevredeki insan onu nasıl görür, hakkında ne düşünür, umursamazsın. çünkü o süt gibidir. olabildiğine saftır. en güzel şarkılar hep o için söylenir. en güzel şarkılarda o vardır. o milyarlarca katrilyonlarca insandan yalnızca bir tanesidir. ama sense bir tanesinin içinde milyonlar katrilyonlar sığdırmışsındır bir kere. allahım dersin. ne olur dersin. sarılayım. sarılayım da öpeyim, koklayayım, uyuyayım dersin. genelde olur olmadık yerde istersin. en sonunda korkular alır dört bir yanını. kaybetme korkusu sarar yerli yersiz. ustelik hala guveniyorsundur. o denli işlemiştir. kanına karışmıştır. ama korkarsın yahu işte. güzeldir oysa korku. korku dediğin bu olsun. severken kaybetmeme korkusunu, değişir misin ki, huzura? tropik adalara? elindeki içeceğe? palmiye ve hamaklara? taze tuzlu deniz kokusuna?
işte bütün bunlar aslında anlamsızdır. yani anlamlıdır. fakat anlamlı olan, anlamını yitirmeyendir. ben sadece laf geveledim.
korku bastırdığı zaman, bulutlar karardığı zaman, güneşin battığı zaman.. yarın bir kez daha güneşi görebileceğini hissetmektir. hem o'nu , hem ikinizi birde avuçlamaktır. sarılmaktır. korkuysa korku. korkupta yumruk atmamaktır. o'nu boğmaya çalışmamaktır. korktuğun halde sarılarak dindirme arzusudur anne. aklın karışmasına izin vermemektir. korkmuşsun neye yarar? o'nu nasıl üzersin? o'na bu boktan hissi nasıl tattırırsın? nasıl küfredersin! güvenilir olmamak nasıldır ? o, güvendiğin dağlara kar düşmemesi için nasılda çabalar durur anlamaz mısın? ilk kar düştüğü zaman, nasılda nefret edecektir? ya sen ne boktan bir insansın, hiç mi saygın yok o en güzel şarkılara? o'nun o güzel kokusuna?... sütteki saf oluşuna,duru oluşuna ?