yavaş yürümene rağmen o kadar yolu nasıl geliyodun dede beni hergün görebilmek için? öz dedem değildin benim. anneannemin 2. evliliğiydi ama bir kez olsun beni gerçek torunlarından ayırt etmedin. senin nasıl iyi bi adam olduğunu yıllar geçmesine rağmen hiç unutmuyorum.
senin geleceğin zaman sokağın başında beklerdim. o kadar mutlu olurdum ki seni görünce. yavaştı adımların. ağır ağır. çınar gibi gözükürdün sokağın başında. koşa koşa gelip sarılırdım sana. sahi nasıl geliyodun o kadar uzağa o ağrılı bacaklarla?
kahveye giderdik senle. gazoz alırdın bana. yine dünyanın en mutlu çocuğu yapardın beni.
2. sınıf bittiğinde hatırlıyomusun bisiklet diye tutturmuştum. o ağrılı backlarla tuttun elimden götürdün beni bisikletçiye ve 'seç'dedin. hiç unutmuyorum o mavi bmx'i. nasıl da hava atmıştım herkese dedem aldı diye. o bisiklet çalındığında maddi değerine hiç üzülmedim. ama manevi değeri paha biçilemezdi benim için. günlerce ağlamıştım.
ahh be dede. sen o kadar yolu o ağrılı backlarla geliyodun da ben memlekete gittiğimde mezarına bile adam gibi gelemiyorum. kızmazsın sen bana. bilirim seni. ama inan bana her gece aklımdasın. hiç unutmadım elini tuttuğumda nasıl mutlu olduğumu. hiç unutmadım sana sarıldığımda aldığım kokunu.
iyi ki benim dedem olmuşsun be adam. sağol hayatıma girdiğin beni torunun olarak kabul ettiğin için.