nikah memuruyla gelinin eskiden sevgili olmasi

entry17 galeri
    1.
  1. nikah memurunun son derece zor bir karar vermesine sahne olacak durumdur.

    ümit besen'in nikah memuru şarkısında geçen "nikahına beni çağır sevgilim, istersen şahidin olurum senin" sözlerinin bile kat kat üstünde bir olaydır.

    büyük bir aşk yaşamıştır onlar. göz göze gelip, el ele tutuşarak yeminler etmişler, birbirlerine söz vermişlerdir. ama sonrasında kader ağlarını örmüş ve bu mutluluk tablosu cayır cayır yanmıştır. "büyük yangınlar, küçük kıvılcımlardan çıkar" derler ya, onların büyük aşkı da buna benzer ufak bir sebepten bitmiştir. kız çok üzüldüğünden gurur yapmış ve aramamış, erkek ise kızı üzdüğü için arayamamıştır, yüzü tutmamıştır..

    aradan zaman geçmiş, ikisi de üniversiteden mezun olmuştur. erkek devlet dairesine girmiş ve nikah memurluğu yapmaya başlamıştır. kız da bu arada yaşadığı aşk acısını içinden atmaya çalışmakta, sahte sevgililerde teselli bulma çabasındadır. ama bilmiyordur ki; bir batağa saplanıldığı zaman her çırpınışta, insan daha da batmaktadır. kız bunun farkında olmadan kendini kandırmaya çalışır, hayatta başka birine bağlanma çabasına girer..

    kızın sürekli sevgilileri olmakta ama bir türlü dikiş tutturamamaktadır. bu istikrarsızlık onun acısının daha da artmasına sebep vermektedir. artık düştüğü bataklıkta gözüken tek yeri kafası kalmıştır.

    tam bu sırada kız biriyle tanışır ve o kişinin doğru kişi olduğu şeklinde kendini kandırmaya çalışır, buna mecburdur. ailesinin de artık yaşı ilerlediği için kendisine baskı yaptığından ötürü evlenmeye karar verir. evleneceği çocuk ise kızın geçmişte yaşadığı bu büyük aşktan habersizdir. o genç kızla öpüştüğü zamanlarda aslında dublördür, kız aslında hala kafasında eski sevgilisini canlandırmaktadır..

    nikah günü gelip çatmıştır. kız en mutlu olması gereken günde, buruk bir sevinç yaşamaktadır. yeni bir hayata başlayacağını düşünmekte, zamanla unutabileceğini sanmaktadır. yüzü sürekli gülse bile, içinde ki yangın onu yakıp kavurmaktadır. sonrasında yavaş yavaş nikahlarının kıyılacağı masaya gelirler ve nikah memurunu görür.

    nikah memuru o an arif susam kılığına bürünmüştür. çünkü bu olaya bir arif susam şarkısı çok yaklaşmıştır. o kadar yakındır ki; bu yakınlığından ötürü büyük ikramiyeyi tek rakamla kaçıran milli piyango talihsizi gibi, kendisine teselli ikramiyesi verilebilir.

    birazdan gelecek o gelin var ya,
    araya aşk diye koydu gururu.
    bir imzayla bitmez bizim aşkımız,
    durdur bu nikahı, nikah memuru.

    işte bunları yazacağı yerde son satırı "durdurmalıyım bu nikahı, nikah memuruyum" olarak yazsaydı, büyük ödül kendisine verilebilirdi.

    neyse..

    gelin ve damat nikah masasına oturmuştur. nikah memuru ile gelin göz göze gelir ve nikah kıyma işlemleri başlatılır.

    *nikah memuru: sen ahmet kızı türkan. bir bana bak, bir şu herife bak. ben seni hala seviyorum, gel bu olaydan vazgeç. güllerden yoksun bu yalnız, karanlık ve dikenli yolda el ele yürüyelim..
    *gelin: hayır tarık.. artık biz olamayız anla lütfen. ben de seni seviyorum, ama yapamayız. yakında zaten bir çocuğum olacak. o çocuğu rıfat ile büyüteceğiz.
    *damat: ne rıfat ile büyütmesi, ne çocuğu, noluyor yaa? ühühühühü
    nikah memuru: çocuğun mu olacak? hani bekleyecektin bir ömür boyu, hani olmayacaktın başkalarının..
    *dışarıdan gelen bir adam: türkan. oğlumuz baba dedi..
    *dışarıdan gelen bir kadın: türkan bu akşam işe çıkacağız, iyi para var, adamlar çok zengin.
    *gelinin babası: kapatın şu kapıyı, ışığı gören geliyor..
    *salca: olay iyice boka sarmaya başladı, yeter bu kadar..

    yalnız olayın daha feci olanı ise şu şekildedir;

    (bkz: nikah memuruyla damadın eski sevgili olmasi)
    15 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük