Gerçek adı Eusebio da Silva Ferreira'dır. 1942 yılında Mozambikli bir anneyle Angola'lı bir babanın oğlu olarak Mozambik'in başkenti Maputo'da dünyaya geldi. Henüz sekiz yaşındayken babasını kaybetti, annesi tarafından çok zor koşullarda büyütüldü.
18 yaşına geldiğinde ünü o zamanlar bir Portekiz sömürgesi olan Mozambik'in sınırlarını çoktan aşmıştı. Ancak küçük bir sorun vardı: Doğup büyüdüğü Maputo'da oynadığı takım, Portekiz'in üç büyüklerinden Sporting'in pilot takımıydı. Sporting bu genç yeteneğe 'nasılsa bizim oyuncumuz' gözüyle bakarken hemşerisi ve ezeli rakibi Benfica, Mozambik'e bir yöneticisini yolladı. Eusebio'nun abisi ve annesiyle görüşerek daha profesyonel koşullar öneren bu işbilir yönetici, takımı yıllarca sırtında taşıyacak büyük yıldıza ilk imzayı attırıverdi. Hatta Lizbon Havalimanı'nda indiklerinde onu uçaktan iner inmez bir otomobile bindirip terminalde bekleyen Sporting yöneticilerini atlatarak kaçıracaklardı.
1961 yılında finalde Barcelona'yı yenerek Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası'nı yani bugünkü adıyla Şampiyonlar Ligi'ni kaldıran Benfica'da Eusebio yedekti ama bir sonraki yıl 5-3 biten o unutulmaz finalde Real Madrid filelerine 2 gol birden bırakarak şampiyonluğun başmimarı oldu. Bu sayede henüz 20 yaşında iken Avrupa'nın en iiyi futbolcusuna verilen Altın Top Ödülü'nde de ikinci sırayı almıştı. Eusebio'lu Benfica 1963, 1965 ve 1968'de de Şampiyon Kulüpler Kupası'nda final oynadı. 1968'de Wembley'deki finalde Manchester United'la karşı karşıya geldiler. Skorboard 1-1'i gösterirken Eusebio'nun köşeye giden şutunu, United kalecisi Stepney kurtardı ve maçı uzatmalara taşımayı bildi.
O gece uzatmada coşup, 4-1 galip gelen Manchester, zafer şarkıları eşliğinde kupaya yaklaşırken, Eusebio, kaleci Stepney'in degaja hazırlandığı bir pozisyonde ona doğru birkaç adım attı ve alkışlamaya başladı. Finalin kahramanına verilen en büyük ödül ve Eusebio'yu anlatan en iyi şey buydu: En zorlu rakipten zarif bir jest...
1960 - 1975 arasında 301 kez sırtına geçirdiği Benfica formasıyla tam 317 gol atıp (Maç başına 1,05 gol) tarihe geçti. 1966 yılı Dünya Kupası onun tüm dünyada daha çok tanınmasını sağladı. Pele daha ilk turda sakatlanıp turnuvaya veda edince , aynı grupta Brezilya'yı geride bırakan Portekiz, Eusebio'nun sıraladığı gollerle yarı finale kadar çıktı. Hele çeyrek finalde takımı Kuzey Kore karşısında 3 - 0 yenikken ipleri eline alıp dört gol birden atarak maçın gidişatını tamamen değiştirmesi ve 5 - 3'lük galibiyetin mimarı olması unutulur gibi değildi.
Yarı finalde rakip ingiltere idi. Nedendir bilinmez, organizatörler, o güne kadar görülmemiş bir şey yaparak maçı son anda Liverpool'dan Wembley'e aldı. Portekiz kafilesi tren yolculuğu yaptı ve maçı da 2 - 1 kaybetti. Kara Panter'in turnuvanın gol kralı olması portekizli futbolseverler için teselliydi.
1965'te Avrupa'da yılın futbolcusu ve Altın Top Ödülü'nün sahibi. 1968'in Avrupa Gol Kralı. Puskas ile Di Stefano'nun bayrağı Pele ve George Best'e devrettiği dönemin biraz da gölgede kalmış süper yeteneği. Dizinden yukarı doğru genişleyen ve muhtemelen oynadığı dönemin en geniş quadriceps kası olarak kayıtlara geçmesi gereken olağanüstü bacakları sayesinde 100 metreyi 11 saniyede koşabilen Eusebio ne yazık ki sadece tek bir Dünya Kupası'nda oynadı. 1966 sonrasında cazip kontrat önerileriyle karşısına gelen Real Madrid, Milan, Inter, Juventus, Barcelona gibi Avrupa'nın dev kulüplerinden birine tranfer olacağını tahmin edenler yanıldı. Eusebio kariyerinin sonbaharı sayılabilecek olan 1975 yılına kadar Benfica forması giydi. Sonraki yıllarda da sadece para kazanabilmek adına bazı Amerikan takımlarında oynadı. Rivayet odur ki Eusebio'nun Benfica'da kalmasını Portekiz Devlet Başkanı Salazar istemişti. Diktatörün niyeti, kırmızı beyazlıların onun önderliğinde Avrupa'Yı titretmesi, Portekiz hallkına sevinç ve gurur yaşatması,o yıllarda nüfusu 9 milyonu bulmayan bu ülkeden uluslararası arenada sıkça söz edilmesiymiş.