o zamanlar 7.sınıftayım, klasik bir istanbul gezisi. pierre loti'ye çıkılmış, dönüşte cryptic water'ın içindeki fotoğrafçı canlanınca o küçük küçük nostaljik taşlı bayırda bir yandan yürürken bir yandanda önüne bakmadan fotograf çekerek birazda havalı yürüyorum. sonra grupla aramda fark açıldığını farkedip hızlanıp bir yandanda arkadaşlarıma sesleniyorum. tam grubun büyük bir bölümü bana doğru bakarken uçarak onlara yetişip ayak uçlarına çakılıyorum. ve haliyle tabi kahkahalar ve uçan insan esprileri...