bilir misin bir kızla konuşmaya başlarsın. adını nasıl adlandırırsın bilmiyorum. flört denebilir, hoş sohbet denebilir, zamanı güzel geçirme denebilir. ne denebilir bilmiyorum.
başlarda çok güzel çok saf şekilde başlayan hikayenin sonunu ne yazık ki tahmin edemiyorsun sözlük. bir noktadan sonra sözcükler boğazına düğümleniyor. bir şeyler söylemen gerekiyor ama söyleyemiyorsun.
"nelerden hoşlanırsın?" vardır ya hani ilk konuşmaya başladığında. 3 aşşağı 5 yukarı şöyle bir dialog yaşanır:
+nelerden hoşlanırsın bahsetsene biraz kendinden *
-bilemedim şimdi hangisinden başlasam ki *
+mesela yemeklerden başlayalım olmaz mı *
-tamam.. hmmmm ben patates kızartmasına bayılırım mesela
+aa öyle mi bende çok severim biliyo musun *
-bak ortak bi yönümüz oldu dimi :D
+evet evet öyle oldu *
ve başlar ortak sevilen şeyler. patates kızartması, börek,sarma dolma derken sayar gidersin yemekleri. sonra filmlere döner bu, dizilere döner,müziklere döner, hayata döner
daha da yakınlaşırsın. çünkü bir şeyler paylaşılmaya başlandı mı insanlar farketmeseler de ister istemez yaklaşırlar. bu isteyerek olanlardandır. ilişki tabiri caizse level atlamıştır bir noktadan sonra. artık gelecekte ne olacağını bilirsin.
"sevgili" evet sevgili olmaya ramak kalmıştır. o anı gözünün önüne getirdin di mi? bitanemler, canımlar, hayatımlar havada uçuşur. en hoş duyguların olduğu dönemdir. planlar yaparsın. istediğin/istemediğin şeyleri söylersin.
+bak ben yalandan hoşlanmam. bu hem sana olan sevgimi, hemde güvenimi azaltır. her şeyden önce yalan söyleyen biriyle birlikte olmak bile istemem
-bende istemiyorum ilişkimizde yalanı..
+o zaman bu bi kural olmalı. yalan yok!
-asla yalan yok!!!
çok sevinmiştim lan bu mesajı okuyunca. sözlük insan büyüyünce sevgi basitleşiyor derler ya. külliyen yalan. sevgi detaylanıyor. herşeyi düşünmeye başlıyorsun. bende öyle yaptım. büyük adımlar atmadan önce alt yapımı hazırladım. en azından kendimi rahatlatmak istedim belkide.
+bak biz seninle sevgili olucaz. bundan kaçış yok elbette. senden gerçekten çok hoşlanıyorum ve sevgili olmamız benim en büyük mutluluğum olacaktır. bir kaç şey söylicem sözlerime kulak vermeni istiyorum.
-söyle bitanem ne istersen söyle.
+ben bu ilişkiden önce genelde kalbimi kullanmadım. ne geneldesi hiç kullanmadım. ama seninle konuşurken kalbimin her zerresini hissediyorum. sen diğerleri gibi değilsin. ama şöyle bir durum var. senin arkadaşların benim eski hallerimi biliyor. bu yüzden sana ilerki zamanlarda pek hoşuna gitmeyecek şeyler söyleyecekler. bu yaşanmış şeyler değil de yaşanma ihtimali olan şeyler olacak. yani sana benim seni aldatacağımı ya da eski hallerimi anlatacaklar. eğer ki sen bunlara inanırsan. biz o dışarda gördüğün sıradan liseli sevgililer gibi oluruz. ben bunu seninle yaşamak istemiyorum. ben seninle huzurlu bir mutluluk istiyorum
- söz veriyorum bitanem. 3. kişilerin sözlerine aldırış etmeyeceğim
+bitanemsin *
-canımsın..
sevgili olursun ilerde. zaman öyle güzeldir ki. bazı imkansızlıklar vardır. pek sık görüşemezsin. aranızda 2 kilometre vardır ama görüşemezsin o evden okula okuldan eve gelebiliyordur.
sabah işe gitmek için hazırlanır bir de güzel süslenirsin. bu süslenme işyerinde ki bakımlı mı bakımlı. alımlı mı alımlı kızlar için değildir. bu süslenme canının parçasının. yar' ının okul çıkışına akşam gidecek olduğun içindir. daha önce çok defa konuşmuşsundur okul giriş çıkış saatlerini. biliyorsundur yani yolu yordamı. işten çıkış saatinle kızın okuldan çıkma saati arasında 1 saat gibi bi süre var. yol uzun zaman kısa. şirketten çıkarsın hızlı adımlarla metrobüse yürürsün. ki çağlayanın başında inip ordan minibüse binerek okulunun önüne gidebilesin.
her şey tıkırındaydı. trafik yok denecek kadar azdı. çıkışa 5 dakika kala okulun önündeydim. saklandım bir kenara çıkmasını bekledim. süpriz yapıcam abi sevgilime. bende heyecanlıyım hep yaptığım şey değil amınakoyim.
çıktı benim melek yüzlüm okuldan. 1 dakika önce "arıyayım mı seni aşkım" demiştim. cevap olumluydu. hep olumluydu. sesimi dinlemeyi severdi. ben onun sesiyle ölmeyi bile yeğlerdim. izledim onu. sınıf arkadaşlarına şirin bir ifadeyle "hadi ben sevgilimle konuşucam" dedi. o anı bir daha görmeye neler vermezdim. hızlandı kalabalığın içinden sıyrıldı. tek amacı daha sessiz daha sakin ortamda benimle konuşabilmekti.
"e hadi arasana pis * " gelen mesaj buydu. mesajı okuyup telefonu cebime koydum
+pişşt..
o sakin ve karanlık sokakta kim bana böyle der ki diye düşüncelerle çevirdi başını sevdiceğim. çevirmesiyle o gözlerinde ki mutluluğu gördüm lan. anasını sikim o mutluluk hiçbir şeyde yoktu.
-aşşşşkkııııııım
sarılması dünyada bedel. buracıkta ölebilirim zerre umrumda olmaz.
yol sürem ortalama=1 saat
onu okuldan evine bırakma sürem=5-10 dakika.
bir şey söyliyeyim mi. hiç umrumda değildi o kısacık zaman. onun kokusunu çekebilmek. ona sarılabilmekti önemli olan.
günler haftaları, haftalar ayları takip etti. bir şeylerde sorun vardı."güven" bana karşı güven sorunları yaşıyordu. dedim ya en başta o arkadaşlarına inanıyordu.
çok defa kızdım. çok defa tatlı dille anlattım.
+benim için teksin sen. başkalarına inanmaktan vazgeç. inan ki zarar veriyorsun bize böyle düşünerek
-haklısın aşkım. bir daha inanmayacağım söz.
ilk defa evime gelmişti gözümün nuru. başbaşaydık. sarılıp uyuyabilirdik. televizyon seyredebilirdik. yemek hazırlayabilirdik. istediğimizi yapardık ev bizimdi!
sonra o ağızdan dökülen ve bana güven sorunlarının devam ettiğini belli eden durum..
konuşuldu tekrar tatlıya bağlandı. oh daha kötü olaylara neden olmadı çok şükür
günler gene devam ediyordu. iş çıkışı süprizler. tatil gününde süprizler. ilgileniyodum lan sevgilimle işte. bilirsin sende yaptın zamanında
6. ayımız. maşallahımız var yahu. bir mutluluktur tutturduk hadi hayırlısı.
gene geldi evime kıyamadığım. ama daha kötüydü bu sanki
ve klasik bir sahne"güven sorunları"
kızdım. çok kızdım. öyle kızdım ki ona zarar vermemek için kalktım gittim yanından. koltuğun arka kısmına yaslanıp dışarıyı izledim bi süre. beni yanına çağırdı. gittim özür diledi. kızgınlığım geçmedi ama belli etmedim. bıraktım onu minibüse o evime gitti ben evime döndüm.
yaşayanlar varsa bilir. sana güvenmesi için çok uğraştığın biri buna rağmen böyle davranıyorsa koyuyor adama be!
+bu bana olan güvensizliklerinle gerçekten olabilecek gibi değil bu ilişki. bitirmek belki de en mantıklısı..
sonrası malum üzücü ve bitmemesi üzerine olan konuşma. ama bitti işte. bir noktadan sonra inan emeklerinin karşılığını alamayınca yürütemiyorsun. o boynundaki bir ağırlık oluveriyor.
bitti öylece..
ve zoruma giden şey ben hiç onu aldatmadım. ondan başkasını düşünmedim bile. deli gibi sevdim. ki ayrıldığımızda bile çok seviyordum hala. ama bu güvensizlik ikimizi de bitiriyordu
bir kaç ay tekrar dönmek istedi. olmaz dedim.
aradan bir süre geçti..
özledim be. çok özledim. sarılışın,gülüşünü özledim. dönmek istedim. olmaz dedi. öyle ikna edici mesajlar kullandım ki x bir kişiye yazsam sıfırdan sevgilim olurdu vallahi. ama o kabul etmedi. önemli olan da buydu.
sonraları duydum "okan" adında biri vardı hayatında. ilişkilerinin külliyatını bilmiyordum. ama o ismi duyunca yaşadığım acıyı buraya dökmem mümkün değil. whatsapp'tan konuştuk. teknoloji gençleriyiz öyle onlayn takılıyoruz.
+sevgilin mi okan?
-hayır ama seviyorum sadece.
ne demek seviyorsun lan?? nasıl seversin sen benden başkasını! daha bir kaç önce benim elimi tutmuyor muydun?
aklıma neler geldi sözlük. söyleyemedim. sustum sadece
aşk denilen şey öyle basit bir şey olmuş ki bugün sana yarın başka birine.
o gittiğinden beri adam akıllı bir ilişkim olmadı. uyku az. yemek az. mutluluk az. lan bir şeyler oluyor bana çözemiyorum. bir süredir aklımdaydı. ben bu kızın ahını mı aldım acaba diyordum. görüşmeyi düşündüm uzunca bi süre. emin değildim.
bugün arabayla giderken gördüm onu. çok kısa zamanım vardı ve karar vermeliydim. indim arabadan 20 metre mesafe vardı. beni farketti arkasını döndü bana. yanındaki arkadaşı beni izliyordu. tahminimce gelip gelmediğimi söylüyordu. gittim yanlarına. arkadaşına:
+biraz müsade eder misin? dedim. gitmesi için
-gidemem çünkü sevgilisi karşı durakta dedi
bir kaç ay önce sevgilim dediğim. dudaklarından öptüğüm kız bana düşmandı. eli ayağı titriyordu resmen. sinirli, üzgün, mahçup arasında tavırları vardı. yerinde duramıyordu ama bu mutluluktan değildi elbette.
-söyle ne oldu?
+özel biraz arkadaşın durmamalı
arkadaşı yanımızdan ayrılmamalıydı bu süre içinde. karşı durakta sevgilisi vardı nihayetinde. onun gitmesini beklemem gerekiyordu kızla kısa süre de olsa konuşabilmek için.
bide güzel oyun kurduk amınakoyim sevgilisine. sanki ben bunun arkadaşının arkadaşıymışım gibi arkadaşıyla konuşmaya başladım. bir kaç dakika sonra sevgilisi bindi minibüse gitti. akabinde arkadaşı müsade etti.
+senden son bir şey isteyeceğim. şuan bana karşı hiçbir şey hissetmiyorsun belki ama gözlerimin içine bakarak bana "sana karşı üzüntüm,kırgınlığım,kızgınlığım, ya da her hangi bir duydum kalmadı" de ve eğer ki ah ettiysen al ahını.
-ne oldu rüyalarında mı gördün beni?
+hayır ama genelde dediklerin tutuyor.
cidden tutardı lan. taksime gidicem arkadaşlarla derdim. istemeden de olsa tamam aşkım derdi. ama bi aksilik çıkar ben gidemezdim. başı ağrırdı inşallah seninde ağrırda anlarsın halimi derdi yarım saat sonra başım ağrırdı.
baktı gözlerime. çok uzun zaman önce bakmıştı en son böyle dikkatli biçimde. garip hissettim.
-sana karşı üzüntüm,kırgınlığım,kızgınlığım, ya da her hangi bir duydum kalmadı. ahımı alıyorum
belki de ihtiyacım olan şey buydu. ben azad edilmek istiyodum ruhen. belki umursamıyordu bile beni ama dedim ya belki de ihtiyacım vardı.
derin bir nefes aldım. sonra dudaklarımdan tek bir kelime döküldü.+eyvallah
arkamı döndüm ve yürümeye başladım.
nasıl başladı. nasıl bu noktaya geldi diye düşündüm. o adına aşk koyduğum bir zamanlar benimken artık bir başka elleri tutuyor diye geçirdim aklımdan. kalbinden atsan da aklından atamıyorsun be. zamanla farkediyorsun. o aslında hiç kalbinden atılmamıştı. sadece aklın sana bir kıyak yapmıştı belkide.
şu aşk dedikleri şey çok garip..
mutluluk seninle olsun güzel sevgilim. sen artık başkasıyla mutlu olacak olsanda..