geçen otobüsteyim, kızılaya gidiyorum. arkada iki adam var. biri ıraklı öğrenci, diğeri türk. adam yarım türkçesiyle anlatıyor :
''ben birçok avrupa ülkesine gittim. mesela pariste kütüphaneler 24 saat açık. gece 3'te dolu. mesela su satılıyor, 20 sent. her şey makinalarda. makinaya 20 sent atıyorsun sandviçi alıyorsun. dışarda su 1 euro. türkiye'de durum tam tersi. dışarda su 50 kuruş, kütüphanede,okulda 1 lira. orda devlet öğrenciye destek oluyor, burda devlet öğrenciyi soymaya bakıyor.''
kelimesi kelimesine böyle dedi. işte o an utandım. kendi at gözlüğümüzden gördüğümüz nadide ülkemize bir daha baktım.