ağzı sıkı laf yapan bi adamdır. kırşehirlidir ama memleketine geldiğini ben hiç görmedim. kendisine az da olsa sempatim vardır. okunası bir de kitabın yazarıdır..
Ahmet Deniz Bölükbaşı (1949 - ) Türk diplomat.
1949'da Ankara'da doğdu. Osman Bölükbaşı'nın oğludur. TED Ankara Koleji ve Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun olduktan sonra, 1973 yılında Dışişleri Bakanlığı'na girdi. Halen Cenevre Dünya Ticaret Örgütü nezdinde Türkiye daimî temsilcisi olarak görev yapmaktadır. 1 Mart Tezkeresi sırasında Amerika ile görüşmelerde Türk tarafının heyet başkanlığını yaptı. "Osman Bölükbaşı: Türk siyasetinde Anadolu fırtınası" adlı kitabın yazarıdır.
Adının Öyküsü
Babası Osman Bölükbaşı, oğlu 21 günlükken inönü ve Bayar'a suikasttan, gizli örgüt suçlamasıyla haksız yere hapse atıldı. Götürülürken oğlunun yanına gelip; "Oğlum Deniz, baban gidiyor, belki gelmez. Bu memleketin pisliğini az su temizlemez diye adını Deniz koydum. Ben gelemezsem sen temizle" demiş.
Siyasi Hayatı
2002 seçimlerinde olduğu gibi, 2007 seçimlerinde de Milliyetçi Hareket Partisi tarafından milletvekili adayı olarak gösterilmiştir. Ankara 2. bölge 1. sıra adayıdır.
1 Mart Tezkereleri
Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı tarafından, 1 Mart Tezkeresi öncesi görüşmelerin diplomasi ayağına başkanlık etmesi için görevlendirilmiştir. ABD heyetinin: Kuzey Irak'a geçecek Türk Özel Timi mensuplarının, PKK/KADEK mensuplarıyla karşılaşmaları halinde, ancak meşru müdafaa halinde silah kullanabilecekleri yazıyordu. Bölükbaşı, bundan sonra masada yaşananları şöyle anlattı: "Görüşme bitmiştir. Size iyi şanslar dilerim. Bunu Barzani bile söyleyemezdi. Bunu getirmiş olmanız ilerde sizin açınızdan büyük bir tarihi hata olarak hatırlanacaktır. Bunun üzerine dışarı çıktılar. Birkaç saat sonra gelip bu kağıdı yok farz etmemizi söylediler. Onlara yeni bir metin verdik: Türk birlikleri Türk komutası altında olacaktır ve PKK ile mücadelede serbest olacaktır."" diyerek masadan kalkmış ve ABD heyetine geri adım attırmıştır.
Görüşmelerdeki tutumu dolayısıyla, ABD yetkilileri tarafından görevden alınması talep edilmiş, ancak 'dere geçerken at değiştirilmez' anlayışına uygun olarak, ABD yetkililerinin isteği hayat bulmamıştır.
Görüşmeler sonucunda üzerinde anlaşma sağlanan tezkere, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından da beğeniyle karşılanacak kadar başarılıdır.