--spoiler--
insanlar hiç tatmin olmazlar. ellerindeki azsa, daha fazlasını isterler. ellerindeki çoksa, daha da çoğunu isterler. daha da çoğunu elde ettiklerinde ise, keşke azla mutlu olabilseydik derler, ama bu yönde küçücük bir çaba bile harcayamazlar.
mutluluğun ne kadar basit bir şey olduğunu anlayamadıkları için mi acaba? az önce buradan koşarak geçen blucinli, beyaz tişörtlü kız ne istiyor olabilir? onu biraz durup bu pırıl pırıl güzelim günü, mavi denizi, arabalarındaki bebekleri, plaj boyunca sıralanan palmiyeleri seyretmekten alıkoyacak kadar ivedi ne olabilir?
"koşma,çocuk! her insanın yaşamındaki en önemli iki varlıktan, tanrı ve ölümden asla kaçamazsın. tanrı attığın her adıma eşlik eder ve yaşamın mucizesine aldırmadığını gördüğü için kızar. ya da ölüme aldırmadığını. az önce koşarak bir cesedin yanından geçtin de fark etmedin bile."
igor bunları düşünerek cinayet yerinden birkaç kez geçti...
--spoiler--