kırk yılın başında bir babamla gittiğim kahvehanede (köy kahvesi) bana "ne içersin" diye sevgi gösterisinde bulunan murteza dayıya "tepsi" cevabını vermem ve akabinde tüm kahvenin gülmesi. bu hep başıma geliyordu ve bir anlam veremiyordum tepsi kelimeine neden sürekli güldüklerini. az daha büyüyünce anladım ki o'nun adı tepsi değil pepsiymiş. olsun ama ben her halükarda tepsimi içiyordum.
(bkz: yaran yanlış okumalar)