gavur karınca ve türk* karıncayı arena kurup dövüştürmek.
şu atlı karınca dediklerine gavur, siyah ve standart haldekilere ise türk karınca derdik. Taşları üst üste ve yan yana dizerek bir arena oluşturur, yakaladığımız bu iki karıncayı ağızlarından* birbirine tutturup arenaya salardık. bunlar boğuştukça biz heyecanla izler, haliyle daha güçlü ve atik olan gavur karınca türk'ü alt etmeye yaklaştığı anda ikisini tutup cerrah nidasıyla birbirinden hassasça ayırır ve türk karıncayı gavur karıncanın götünden tuttururduk. Bundan sonrasında ise türk'ün gavuru öldürmesini keyifle izlerdik.
ne yapalım aga? bırakalım da ölsün mü canımız, ciğerimiz türk karınca?* türk'ün kaybetmesine mahalle çocukları olarak ezelden beri tahammülümüz yok.*
kediye cenaze namazı kılmak.
aslında ilk bakıldığında çocuk aklıyla gayet insani ve sevgi dolu görünen bu durumun 5-6 gün sonrası bu olayi canilik yapan. gündüz dizilen tütünleri her akşam düzenli olarak toplamaya gelen traktör, sokağa dönüşte yanlışlıkla bir kediyi ezmişti. Biz de abimlerin önderliğinde cenaze namazı kılıp gömmeye karar verdik. Toprağı kazdık geçti abim cemaatin başına. tekbir mekbir derken namazı eda edip gömdük hayvanı.* ama yoook rahat durur mu çocuk kısmı. Aradan 5-6 gün geçti biz de bir merak bir merak sorma gitsin neymiş kedi acaba ne olmuşmuş,mezarı kazıp bakalımmış. * Gömdüğümüz yeri kazdık ki ne görelim; karıncalar basmış dört bir yanı sadece kemikleri kalmış. Biz de daha hayır gelmez buradan diye kemikleri alıp dışarı atmıştık.
arılara yakın mesafeden boncuk tabancasıyla ateş etmek.
15+1 tane mermi haznesi ile yenilmez bir savaşçı hissiyatı veren * boncuk tabancalarımızla sürek avıyla kedileri vurmaktan yorulduğumuzda daha kolay hedefleri seçer ve gözümüze kestirdiğimiz arılar boncuk tabancasının gücüyle ezilirdi.