mirac

entry14 galeri
    10.
  1. miraç Kandili, Hazreti Peygamberin Mekke den Kudüs e ve Kudüsten de göğün üst tabakalarına, arşa ve semaya yaptığı yürüyüştür. Daha doğrusu Mekke den Kudüs e kadar olan gece yürüyüşüne isra diyoruz. Bundan Kudüs ten sonraki bölümüne ise Miraç yükselme diyoruz. Bu Mekke de zulümlerden dolayı hayli daralmış; eşini kaybetmiş, amcasını yitirmiş olan Hz. Peygamber e yüce allah (CC) tarafından verilen bir tesellidir.

    Çünkü hiçbir peygamber miracı bu şekilde yaşayamamıştır. Hiçbir insana, hiçbir faniye böyle bir miraç nasip olmamış, sadece Hz. Peygamber e nasip olmuştur. Miraç sadece bir hayal dünyasından, bir mana ikliminden ibaret bir yürüyüş değil, aynı zamanda fiziki bir yürüyüştür. Fiziki bir kaldırılış, beden ve ruhla beraber göğe doğru yükseliştir. Beden ve ruhla beraber... bu en büyük mucizelerden biridir. Basit bir mesele değildir...

    Hz. peygamber in rüyasında gerçekleşmiş olabileceği yönünde fikir beyan edenler var...
    Çok yönden sakat ve anlamsız bir tartışmadır. Hz. peygamber mekke ye geri geldiğinde yer yerinden oynadı. Peygamberimiz sadece ruhuyla ya da hayal aleminde bu yolculuğu gerçekleştirseydi, Mekkeliler itiraz etmezlerdi. Hayale kim itiraz edebilir, manevi bir yürüyüşe kim itiraz edebilir. Rüyaya kim, ne diyebilir... Miraç Hz. Peygamber e; sen yalnız değilsin, terk edilmedin, benimle berabersin mesajı veriyor. Hem Mekke de hem de Hicret ten sonra Medine de yaşayacağı zorluklar için bir tesellidir. Onu manen hazırlama dır.

    nelerle karşılaştı?

    Hz. Peygamber miraç tan döndüğünde nasıl bir ruh haline gelmiştir?
    Hz. peygamber in Miraç tan sonra hiç kahkahayla gülmediği söylenir.

    Hz. Peygamber nelerle karşılaşıyor bu yolculuk esnasında?
    Miraç manevi bir yolculuk, maddi yolculuğun ötesinde... Birçok manzara da var tabii... Hz. musa ile de karşılaşıyor Peygamberimiz, Hz. ibrahimle de görüşüyor. Bütün peygamberler Hz. Muhammed e gıptayla bakıyor. Çünkü onlar neticede ölümden sonra o makama yükseldiler, ama Rasulüllah hayattayken geri döneceğini bilerek gitti oraya! Bu çok önemli bir nokta. Orada tüm peygamberlere imamlık yapması da çok önemli.

    Niye Mekke den Kudüs e gidiyor. Herhangi başka bir yere de gidilebilirdi belki... kudüs birçok dinin merkezi biliyorsunuz. Orada Peygamber Efendimiz ben Kudüs ün de Peygamberiyim demiş oluyor. Yani tümünü kuşatıyor. Damgasını vuruyor tabiri caizse. Onun için bir hadisinde Musa bugün hayatta olsaydı, bana uymaktan başka çaresi olmazdı. buyuruyor. Bu, Ben bütün peygamberlerin davetini birleştirdim anlamına da geliyor tabi. islam tüm dinlerin bir özetidir aslında. Hz Musa nın da Hz isa nın da tebliğlerinin, vahiylerinin tümünün özeti Hz Peygamber in vahiylerinde ve hayatında mevcuttur. Bu açıdan orada namaz kıldırması önemlidir.

    Beş vakit namaz da orada farz kılınıyor değil mi?

    Hem beş vakit namaz hem de cuma namazı orada farz kılındı. Cuma namazı orada farz kılınıyor, ama mekke de kılınamıyor çünkü güvenlik ortamı yok. Müslümanlar eğer namazı kılacak olurlarsa toptan imha edilebilirler. Hz. Peygamber cuma namazını kılmıyor, kılamıyor daha doğrusu. Abluka var, işkence var, zulüm var. Ancak Medineye hicret eden sahabesine emrediyor ve islam tarihinde ilk kılınan cuma namazı da sahabenin kıldırdığı cuma namazı oluyor. ilk cuma namazı Ranuna adlı bir köyde, Peygamber Efendimizin olağanüstü elçisi, tabiri caizse büyükelçisi, Hz. Musab bin Umeyr tarafından kıldırılmıştır. medineyi Peygamber efendimize hazırlayan kişidir de aynı zamanda ve Uhud savaşında şehit olmuştur.

    hz muhammed in duyduğu koku
    Miraç tan dönüş yolunda Hz. Muhammed (SAV) güzel bir koku duyuyor, kendisine bir mezar gösteriliyor..

    Firavun döneminde yaşamış sadık bir mümine kadın Maşita. Aynı Hz. Asiye gibi. Çocuklarıyla beraber Firavun a direndiği için şehit edilen bir kadın... Onun ve ailesinin mezarını semaya kazınmış olarak görüyor hz muhammed (SAV). O güzel kokuyu sorduğunda, cebrail (as) Maşitayı anlatıyor. Bir kadının Firavun u nasıl dize getirdiğini dair çok güzel bir örnektir. O kadar önemli bir kadın ki, mezarı miraç yolunda... Daha doğrusu Hz. Muhammed (SAV) bu olayı bilsin diye oradan götürülüyor. Dinin öncüsü bir insan değil, peygamber değil bu kadın, ama herhangi sıradan bir insanın Allah katında ne kadar yükselebileceğini anlatıyor.

    Hz ibrahim Peygember e insanların ağaç dikmesini vasiyet ediyor?

    Tabi burada kastedilen maddi bir ağaç dikme değil, evlat yetiştirme, çocuk yetiştirme, doğru filiz verebilme, doğru ürün atabilme de bunun içerisindedir, ama Hz. Ömer in, Kıyamet kopacağını duysam ve elimde bir ağaç olsa, kıyamet kopmadan önce mutlaka onu dikerdim! sözü de kainatın ekolojik dengesinin önemine işarettir ve tabi iklimini bozduğumuz dünyada bize ders olacak bir sözdür. Bunlar, Ağaç madden de çok önemli bir şeydir yani!
    Hz. Muhammed (SAV) cehennemi de görüyor, değil mi?

    Cennet ve cehennem gösteriliyor kendisine evet. Cennet ve cehennem şu anda var, ama boş. Boştan kasıt insanlar cennet ve cehenneme fiziki olarak girmiş değiller. Peki nedir orada Hz. Muhammed e (SAV) gösterilen manzaralar? Belki de ilerde cennet ve cehennemde olacak sahnelerdir. Hz. Peygamber orada cennete baktım, cehenneme baktım derken kendine gösterildiği kadarına bakıyor tabi.

    Tümünü dolaşmak zaten mümkün değil. Oradan bir enstantane diyebiliriz. Bir başka ihtimal de kabir aleminde çekilen azap ve sıkıntıyı görmüş, manevi olarak hissetmiş olabilir Hz. peygamber Hakikaten dehşetli manzaralar gösteriliyor kendisine... Her Müslüman kendini hesaba çekip, onları düşünmesi lazım.. Tabi dediğim gibi oradaki görüntülerin sembolik anlamı var. Orayı bilmek ayrı, görmek ayrı.

    Hz ibrahim, Yarabbi ölülerini nasıl dirilteceğini göster bana diyor. O da gözle müşahede etmiş oluyor. Buradaki çok önemli nokta Hz. Muhammed in (SAV) böyle bir talebi olmamıştır. Hz. musa (AS) Yarabbi bana kendini göster diyor. Allah (cc) Beni göremezsin buyuruyor. Bu talebin olması haşa peygamberleri küçültmez. Onlar kavimlerine daha etkili anlatabilmek için bu tür müşahedeleri istemişlerdir, ama Hz Peygamber in böyle bir beklentisi yok tam aksi ona bir lütuf olarak veriliyor. Bu son elçiye verilen bir lütuftur. islami bilgiler alıntı
    0 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük