haberi dün akşam izlemiş bulunmaktayım. bir zamanlar bana da kansersin denilmişti. o kızı çok iyi anlıyorum ama bu yüzden değil.
bir insanın gururunun nasıl ayaklar altına alınabileceğini gördüm ve o kızın hıçkırıkları benim boğazımda düğüm oldu. o yüzden anlıyorum.
kızın büyük ihtimal sigortası ile ilgili problemleri var. ilaçlarının çok tuttuğundan ve tedavinin daha ne kadar süreceğini bilmediğinden bu konuyla ilgili destek istediğinden bahsediyor bakana. bakansa çok meşgul olsa bile, kızın telefonunu almak yada telefonunu verip ona döneceğini söylemek yerine kıza, taş çatlasa 200 lirayı o kadar gazetecinin, güvenliğin, polisin ve halkın yanında avucuna sıkıştırıveriyor. üstelik 'başka ne yapacağım, al onlara sen kendin bak. çok para var orada, düşürme.' demeyi ihmal etmiyor.
bakanın mekandan çıktıktan sonra kızın söylediği sözlerse gerçekten yürek burkucu bence.
sadece yanlış anlaşıldım. ben dilenci değilim. insanlık konusunda bir kes daha hayal kırıklığına uğradım. görüyorum ki çaresizliği hiç tatmamışsınız hayatınızda. (tabi bunları kız hıçkırarak söylediği için tam anlaşılmamaktadır.)
bakan ise rezil olduktan sonra vali ile birlikte 'ederiz yardım' demeyi unutmuyorlar. Aslına bakarsak bence bu olay bakanın vicdansız oluşundan kaynaklanan bir olay değil düşünmekten aciz oluşundan. zira iş işten geçtikten sonra facebook'tan videoları kaldırmak en kolayı öyle değil mi?