gözlerim dolu dolu, söve söve televizyon karşısından uzaklaştığım haberdir.
bu nasıl insanlıktır diye çığlık atıyordu kalbim içten içe. uzun zamandır böyle hislenmemiştim.
onu Allah'a havale etmekten başka elimden bir şey gelmemesi daha da koyuyordu bana.
adaletli ve merhametli olması gereken yöneticilerimiz halkına dilenci muamelesi yapıyorsa bu ülkede artık her şey bitmiştir dedirtti bir kez daha. anlamaya çalışıyorum kızcağızın halini, bende eski milli eğitim bakanının peşinden gitmiştim iki çift laf etmek için, burnu büyük korumalarını geçemedim. akşama kadar peşinden dolaştım arkadaşlarla ve en sonunda randevu verdi gecenin 11'ine ama ne oldu biliyor musunuz yine bahane bulup gelmedi gönderdi bir m.vekili dinlettirdi ve savuşturdu bizi.
ama yinede o kalbi yaralı hayatın tokadını yemiş morale herkesten daha çok ihtiyacı olan o kızın yerine koyamıyorum kendimi empati yapamıyorum. Ne kadar da üzülmüştür kim bilir, ağlayarak sarfettiği "Sadece yanlış anlaşıldım. Ben dilenci değilim. insanlık konusunda bir kez daha hayal kırıklığına uğradım. Görüyorum ki çaresizliği hiç tatmamışsınız hayatınızda" sözleri bende derin izler bıraktı.
Mazlumun ahı elbet çıkacaktır senden ey bakan, ya bu dünyada yada öbür dünyada. ne o koltuk kalıcıdır, ne de sen ölümsüzsün.