Az önce yüksek güvenlikli bir site içerisinde bisiklet süren bir çocuk gördüm, zavallı ancak site kapısına kadar gidebiliyordu. Pedal çevirmek değildi halbuki bisiklet. Yeni yerler Keşfetmekti. Mesela kışları üstün başın çamur eve girmekti; yazları toz toprak içinde.
Ben ilk bisikletimi hatırlıyorum da. Karne gününde babam atari ve bisiklet almıştı abimle bana. Benim karnem iyi olduğundan seçme hakkı da benimdi. Tabii bisikleti seçmiştim; özgürlüğü. Heryere gidiyordum onunla. Ayağımla fren yapmaktan dayanmıyordu terlik. Topraktı bizim orada yollar ve bisikleti asfaltta sürmek için canımızı verirdik. Mesela nüfus sayım günleri bayramımız olurdu, sokağa çıkma yasağını amansızca delerdik. Ana caddeler bizim olurdu.
bir keresinde pis bir derenin üstündeki tahta köprüden geçmeye çalışırken dereye düşmüştüm . Mahallenin kadınları kurtarmıştı beni, her tarafım çamurdu ve Ben yine bisikletime sarılıyordum.
Güzel zamanlardı. *