kibri inanmasına engel olduğu için, ve bu sebeple sonsuz acı çekeceği için, ateistlerin farkında olmadan, bilinçsizce içinde oldukları durum,
nihayetinde cehennem kaynayan kazanlardan ibaret değil, düşünsene, seni korkutan, ürküten, ses-koku-görüntü, hayal edebildiğin edemediğin her şeyi, her senaryoyu milyonla falan çarp gene de yaklaşmış olmayacaksın, ve en önemlisi de sonsuz mutluluktan mahrum olacağını bileceksin,
e sözlük, toplum, çevre artık adı her neyse onlara rağmen, içindeki endişeye rağmen inanamıyorsun da, ne yapacaksın peki?
ya inanacaksın, ya da nefretle saldıracaksın, başka yolun yok ki, ateistler de öyle yapıyor,
aslında umurlarında olmaması gereken inanmadıkları bir şey e hakaret etmek, aşağılamak, bunu yaparak kendini iyi hissetmek falan olsa gerek ellerine geçen, zira gözündeki çapağı almadan bilgisayarı açıp coşanlar var,
allah kavramını, din kavramını da bilmiyorlar zaten, yani yanlış biliyorlar,
mesela;
allah 124 000 peygamber yollamış, ve hepsinin getirdiği din de aynı, yani ateistlerin zannettiği gibi birbirinin taklidi değil aslında aynısı olan dinler, zira hepsi tek kaynaktan geliyor, benzerlik zannedilen şey aslında devşirilmiş dinlerin içinde kalan tek tük doğrular,
yani zeus a gelen de, buda ya gelen de, isa ya gelen de aynı din, tabi insanlar zamanla devşirmişler dinleri, ve peygamberlere de tanrı diye tapınır olmuşlar, ama ateistler, daha doğrusu zeitgeist ateistleri dinleri birbirinin tekrarı zannediyorlar,
islam a gelene kadar ki durum böyle, allahın son dini islam, son kitabı kuran ı azimüşşan dır,
onlara şunu demek istiyorum, tabi insaf ve vicdan kulağıyla okumak şartı var, çok zor değil,
şunları dikkatle oku, ve dünyanın cam parçalarını ahiretin elmas'ına değişme;
gördün; doğumdan sonra hayat var, hem de anne karnındaki hayatla kıyaslanamayacak derecede müthiş bir hayat, aynen de ölümden sonra baki bir hayat var bu dünyayı zindan hükmünde kılacak kadar müthiş, sen de gideceksin, şunları dikkatle, sabırla oku ve dünyanın cam parçalarını elmasa tercih etme,
"ey nefis! bütün ahbabın, kabrin öbür tarafındadırlar. burada kalan bir iki tane ise, onlar da gidiyorlar. ölümden ürküp, kabirden korkup başını çevirme. merdâne kabre bak, dinle, ne talep eder? erkekçesine ölümün yüzüne gül, bak, ne ister. sakın gafil olup ikinci adama benzeme.(ikinci adamın ne olduğunu anlamadınız tabi, başka bir konu açar diye girmiyoruz oraya şimdi)
ey nefsim! deme, "zaman değişmiş, asır başkalaşmış. herkes dünyaya dalmış, hayata perestiş eder(taparcasına sever), derd-i maişetle(geçim derdiyle) sarhoştur"
çünkü ölüm değişmiyor. firak(ayrılık), bekaya kalb olup başkalaşmıyor. acz-i beşerî*, fakr-ı insanî değişmiyor ziyadeleşiyor. beşer yolculuğu kesilmiyor, sür'at peydâ ediyor.
hem deme!! "ben de herkes gibiyim" çünkü herkes sana kabir kapısına kadar arkadaşlık eder. herkesle musibette beraber olmak demek olan teselli ise, kabrin öbür tarafında pek esassızdır.
hem kendini başıboş zannetme. zira şu misafirhane-i dünyada, nazar-ı hikmetle baksan, hiçbir şeyi nizamsız, gayesiz göremezsin. nasıl sen nizamsız, gayesiz kalabilirsin?
gözünü kapayan yalnız kendine gece yapar" said nursi
