mezapotamya'nın kadim, saf, kendi halinde yaşamayı seven, fırsatçı olmaya, arkadan vurmayan, başka ülkeler, başka diyarlar fethetme ülküsü olamayan ve bu ülküsü olmadığı için büyük ordular kurmayan ve en büyük hatası mı diyelim, eksiğimi dileyim, bu olan halk.
çok uzun dönemler, milletleri ortak payda da birleştiren olgu din olduğu için, önce selçuklular ile sonra osmanlılarla beraber yaşamış, tüm dünya milliyetçilik olgusunu benimsemişken hala ümmet olgusunu benimsedikleri için birinci dünya savaşından sonra dünyanın süper gücü olan ingilizler, kendilerine altın tepside kürdistan'ı verirken, ''biz din kardeşlerimize ihanet etmeyiz'' deyip reddedip, türklerle beraber bir kurtuluş mücadelesi veren, bu yüzden önce ingilizler tarafından, daha sonra ülkeyi beraber yöneteceğiz diye söz veren türklerin tek ulus politikaları yüzünden cezalandırılmışlardır.
ingilizler, kürtlere ceza olarak kürdistan'ı 4 parçaya böldüler. her parçada ki devletlerin kürtlere zulmetmesine ses etmediler. bu kürtlerin cezasıydı; din kardeşimiz dediklerine ihanet edip, kürdistan'ı kabul etmemenin cezası.
kürtler türklere karşı fırsatçılık yapmamanın cezasını da çektiler; osmanlı dağılmış, ordusu terhis edilmiş, yapacak hiç bir şeyi yokken, kürtler başlamış olan koçgiri isyanını durdurup zor durumdaki din kardeşlerine, ayaklarının önüne serilen kürdistan vaadine rağmen yardım ediyorlar. başta osmanlıda olduğu gibi beraber eşit şartlarda yaşanacak bir devlet vaat ediliyor. kürtler kabul ediyor. 1921 anayasası buna göre yapılıyor ama güçler, dengeler türklerden yana olunca, kürtlerin kendilerine ihanet etmemenin bedelini 1921 anayasasını 1924'te değiştirerek ödetiyorlar. karşı çıkanları, istiklal mahkemelerinde asıyorlar. sonrasında akıl almaz asimilasyon politikaları ve katliamlar başlıyor. çocuk, kadın, genç, yaşlı denmeden insanlar katlediliyor. mağaralara saklanan insanlar gaz bombaları ile öldürülüyor. bir katliam da 20 bin, birinde 70 bin, bir diğerinde 50 bin insanın katledildiği söyleniyor. köyleri yakılıyor; 1 değil, 2 değil, 3 değil, hayvanlarıyla birlikte yakılan 4000 köy! ağaçları, tarlaları ve ormanları yakılıyor; 1 değil, 2 değil, 3 değil, 10 milyon hektar orman yakılıyor. insanları evlerinden alınarak faili meçhul olarak öldürülüyor; 10 değil, 20 değil, 30 değil, 18 bin insan bu şekilde öldürülüyor. tutuklamalar, işkenceler, yargısız infazların sayısı belli değil.
sonra bir örgüt çıkıyor, tüm bunlara maruz kalmış, öfke dolmuş, yanında, gözünün önünde babası, abisi, kardeşi asker tarafından çırılçıplak soyulmuş, dövülmüş sonra öldürülmüş insanlara hesap sorma fırsatı verdi. intikam duygusu ile doldurulmuş insanlar bu çağrıya cevap verdiler, haklı olarak. onlar dağa çıktı, onlar çıktıkça devlet güçleri vurdu. devlet güçleri vurdukça insanlar daha çok çıktı. ama baş edemedi, edemez de. bu süreç kürtlerin aşiretçilikten uluslaşmaya doğru evrilmesini sağladı. bu saatten sonra da eskiye dönmeyecekler. haklarını istiyorlar ve alacaklar. önlerinde hiç bir güç hiçbir halk duramayacak!
tüm yapılanlara rağmen helalleşip, barışmaya hazır olacak kadar da iyimser bir halk aynı zaman da. kıymetini bilin, yoksa çok pişman olursunuz. bu orta doğu bataklığında dost kalabileceğiniz tek halktır. ne suriye, ne iran, ne de ırak size dost olur.
