sözlükten düşürülen bayanın intikamı

entry12 galeri
    ?.
  1. efendim sizle paylaşmak istediğim bir top secret anımdır.

    üzerinize afiyet, ismi lazım değil bir iki interaktif sözlükte daha hesabı olan bir yazar kardeşinizim. fakat bu sözlüklerin hiç birinde eş zamanlı olarak yazmama gibi bir prensip edindim. birisinin ortamının, muhabbetinin baydığını hissettiğim vakit ötekisinde yazıyorum. böylelikle monotonluğun verdiği evhamlar bana uğramıyor. reel hayatta da sıkıldığım vakit her daim değişiklik yapan birisiyim zaten. benimkisi böyle bir rejenerasyon döngüsü işte...

    bu yazdığım interaktif sözlüklerin birisinde bir kadın yazarla tanıştım 2010' un yazında... aynı başlığa arka arkaya girdiğimiz entrylerin, şehvet dolu günlerin kıvılcımını çakacağını elbette bilemezdik... aşk temalı bir başlığa girdiğim entryi çok beğenmiş olacak ki, onu refere eden bir entry girdi. ben ise uludağ sözlükte edinmiş olduğum aşağılık gammazlık alışkanlığıyla, önce kendisini modlara gammazladım. o da kesmedi, formatı bu şekilde delme hakkına sahip olmadığı alt metnini içeren bir özel mesaj attım kendisine. hemen akabinde, girdiğim entryde, konuya baktığım perspektifi yere göğe sığdıramayan bir özel mesaj attı kendisi. ne oluyo lan demeye kalmadan, msn al gülüm ver gülüm, hoop ardından cep numarası takası... muhabbetimiz bir hayli ilerlemişti. bir hafta boyunca çeşitli iletişim araçları yoluyla muhabbetin dibine vurduk. birbirimizin fikirlerini beğenmiştik, konuşacak çokça konumuz vardı, ortak zevklerimiz olduğunu keşfetmemiz ise olayın tuzu biberi olmuştu. allah için fotolarını da oldukça beğenmiştim. çok yakınlaşmıştık fakat benim açımdan bir problem vardı; benden 4 yaş büyüktü kendisi. bunu kendisine ilettiğim vakit yaş mevzusunu sorun edecek kadar sığ bakış açısını bana yakıştıramadığını söyledi. kendisinin böyle şeyleri kati suretle problem etmediğini de ekledi. öyle ya; kendisi başından kısa bir evlilik geçmiş, çocuk sahibi olmamış. grafikerlik gibi bir mesleği olan, kendi ayakları üzerinde duran tam bir kentli kadın profili çiziyordu. bunun üzerine bende konuyu üstelemedim.

    sonraki aşamada randevulaştık, söz verdiğim saatte kendisini evinden almaya gittim. beraber bir akşam yemeği yedik. güldük eğlendik, hoşca vakit geçirdik. olgunluğu ve güzelliği karşısında etkilenmiştim. bir türk kızında nadir bulunan benimse idealimdeki kadın imajının olmazsa olmazı; mimimum kapris özeliği ise kendisinde bulunan, dominant bir karakter özelliğiydi. sonra görüşmelerimiz sıklaştı. sözlüğün zirvelerine de beraber katılmaya başladık. . pek hazzetmediğimi kendisine söylememe rağmen; nickltıma aşkım, börtüm, böceğim temalı entryler giriyordu sık sık. bir çok ortak dostumuz olan sözlükte, bunlar paylaşması pek hoşuma gitmiyordu açıkcası. ama duygularını paylaşmaktan keyif aldığını görünce üstelemedim fazla.

    kısacası iki aylık zaman zarfında tahhayül edebileceğinizden çok daha fazla şeyler yaşadık. birbirimizin evinde kalmaya başlamıştık, bunun üzerine kendisini daha yakından gözlemleme fırsatım oldu. fakat bir müddet sonra kendisinde bazı gariplikler fark etmeye başlamıştım . onun evinde uzun uzadıya seviştiğimiz bir gecenin ilerleyen saatlerinde benim uyuduğumu düşünmüş olacak ki, kalktı yan odaya geçti. ardından karanlığı dağıtan bir monitör ışığı belirdi. o saatte ne yaptığına dair hiç bir fikrim yoktu, beygir gibi sevişmiş olmaktan ötürü de yorgundum zaten. üstelemedim uyuyakalmıştım. sabaha karşı tenimde hissettiğim soğuklukla irkilerek uyandım. yatağa dönmüştü. uyandığımı farkedince duduğımdan öptü ve su içmeye kalktığını söyledi. ayar olmuştum ama renk vermedim.

    bu hareketi farklı zamanlarda bir kaç kez daha tekrar edince; ne yapıyorsun gece yarıları kalkıp? diye sordum. ertesi günü sunumu falan olduğunu, grafikler üzerinde bir anda rötuşlar yapması gerektiğini hatırladığını falan söyledi. beni tatmin etmeyen cevaplardı. bir kaç kez baskın yapmak için arkasından gittiğimde, biraz paniklese de ekrana baktığımda, mesleğiyle ilgili bir takım tasarımlardan başka bir şey görmedim ekranda. * bir ilişkiyi bitiren şeylerin başında şüphe gelir. ben bir kızdan pek çok sebeple soğurum. şüphede bu sebeplerden birisidir. bir kez soğuduğum birisine de ekvatorda dahi tekrar ısınamam. kendisine de aynen bunları söyledim ve ayrılmamız gerektiğini gözlerinin içine bakarak vurguladım. zaten o zaman kadar yaşamış olduğum ilişki sürelerinin ortalamasının standart sapmasını bir hayli yukarıya çeken bir ilişki olmuştu. yalvardı, yakardı, ağladı, küfretti. ben ise arkama bakmadan evi terk ettim. evime geleceğini bildiğim için uzun bir müddet en yakın arkadaşımın evinde kalmaya karar verdim. valizimi, bir takım önemli eşyalarımı alıp kankamın evine gittim. başımdan geçenleri anlattım. '' olur öyle '' dedi . bu basit telkin, o an içimi öyle bir huzurla doldurmuştu ki; hiçbir şey söylemeden anlaşabilmek, katıksız güvenle kuşatmak benliği... dostluk buydu işte.

    kendisini internette engellemiştim. maillerine cevap vermiyor, telefonlarını meşgule veriyordum. bir müddet sonra hattımı da değiştirdim. bir akşam, uzun müddettir girmediğim sözlüğe girmek istedim. özel mesaj hanemde 30 civarı mesaj biriktiğini gördüm. ona ait olanları okumadan sildim. fakat 10- 15 adet özel mesaj ona ait değildi. sözlükteki tanıdıklarımdan gelmişti. hepsinde benzer şekilde; seninki coşmuş, bu neler diyor, olum kafayı yemiş bu, vb. + :d + entry numaraları yazıyordu. bir kısmını okudum; ben bu yazıyı sana yazdım başlığının altına girdiği entrylerdi geneli. yaşadığımız her şeyi en en ince ayrıntısıyla sözlüğe deklare etmişti. benim hatırlamakta zorlandığım şeyler tüm ayrıntısıyla entrylerinde vardı. okurken utancımdan yerin dibine girdim. erotikten de ziyade pornografik vurgular hakimdi entrylerinde. bu kadar ayrıntıyı nasıl hatırlayabildiğine şaşırdım. sonra son girdiği entrylere baktım. onlarca, yüzlerce entry sırf yaşanmışlıkların, birebir replikasıydı. bir kısmı ise aşk acısı çeken, öfkeli bir kadının can yakmak adına beyninde ürettiği birbiriyle tutarsız, aşağılama maksatlı, hikayelerden oluşan hezeyanlardı. en sonunda açtığı başlık ise, herhangi bir bünyeyi şoka sokmaya yetecek cinstendi; 'ben bu saksoyu sana çektim' başlığı ürkerek tıkladım. onu terk ettikten sonra, girdiği bunalım sonucu hiç hoşlanmadığı patronuyla yattığını, ona her türlü muameleyi yaparken nasıl hissizleştiğini, sado- mazo duygularını, intikam amacıyla nasıl serbest bıraktığını anlatıyordu. yazısında bir paragrafı ise; patronunun aletinin, benimkinden ne oranda büyük olduğuna dair tespitlerine ve teşbihlerine ayırmıştı... öfkelenmiş, öfkeden kendimi sikme raddesine gelmiştim.

    hemen kendisini aradım. ağzıma geleni söyledim, sövdüm. neden yaptın, neden bu kadar basitleştin dedim . dinledi.

    sonra titrek ama mağrur bir sesle konuştu ; '' bir neden bulup, artık ne olursa... çekip gideceğini biliyordum bundan öncekiler gibi. ve ben beraber yaşadığımız her şeyi en ince ayrıntısına kadar, her gece yatağımdan kalkıp yazıya döküyordum. bir monitör ışığını bahane edeceğinden habersizce. ve yalnız kaldığımda mutlulukları hatırlayıp, mutlu olabilme ihtimalini düşleyerek. ve en önemlisi; terk edip giden herkesin arkasından hiç bir şey yapamamak sadece izlemek, öfkelenmek, ağlamak, kendine kızmak nedir, bilmessin, bir erkeksin nihayetinde. ama bu sefer acımın bir kısmını sana zerkedebilme fırsatım vardı. bende bunu es geçemezdim. '' dedi.

    bir an duraksadım; aferim çok güzel düşünmüşsün dedim. çok güzel düşünmüşsün...
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük