şamatası hiç eksik olmaz. havadan geyik kaparsın, öyle ki saatlerce ortada döner durur. zamanın nasıl geçtiğini bile anlamazsın.
tv ve teknolojiksizliğin yerini ne doldurmaz ki. heyecanlı bir romanın seslice okunup dinlenmesi ve film izliyormuşçasına verilen tepkiler. üzerine yapılan enteresan yorumlar. iskambil kağıtları ve tabu da varsa ortada dönen mantıklara sığmaz muhabbetler. çalmadan oynayan sakinler. gülüşmeler. yatakları birleştirerek yatıp karanlıkta yapılan dedikodular. yok böyle bi dünya.
sadece 'ben' değil, 'biz' olduğun yerdir yurt. düşündürürken öğretir. bazen hüzünlendirir, agresif yapar, bunaltır. ama öyle zamanları da vardır ki tadından yenmez.
ancak yurt hayatının sorunlarına ve kişiselliği bir anlamda yok edebildiğine bakacak olursak iyiki de kalmamış da denebilir. özel yurtlarda dahi, çamaşır yıkama sırası, yemekhaneye geç inersen yemeğin kalmamış olma ihtimali ve aç geçirilmek zorunda olunan bir akşam gibi olumsuzluklar çıkabilir.
giriş saatini aşınca işiteceğin azarı göze alırsın. isyan edersin özgürlüğün için. ama bunu da aşarsın.
alt/üst/sağ/sol daire sakinlerinin özellikle de yatma saatlerini ve sınav haftalarını bulan bağrışmaları da olursa, kimse dokunmasın bize.
-uyumaya çalışıyoruzz şurdaaa. biraz sessiz olsanızaa.
ve ardından yatış, mecburen de aynı anda ışıkları kapatış.
etüt salonunda çalışmaya çalışılırken birden arkanızda zuhur eden muhabbet sizde de katılma isteği uyandırınca, ders çalışmak hayal olur haliyle. ezber yapma niyetiyle büyük etüt odasına gitmek de çözüm olmaz. zira, sınav haftasıysa vay ki vay.
toplu yaşamın gerekleri olarak, bir şey tıngırdatamazsın, yalnız kalmak istiyorum köşeme çekileyim diyebileceğin bir köşe bulamazsın. bir süre bulsan bile o yalnızlık mutlaka bölünmeye gebedir.
devlet yurtları ile ilgili anlatılanları hiç hesaba katmıyorum bile.
iyi kötü yanlarıyla birlikte her üniversite gencinin bi süre de olsa tatması gereken eşi benzeri olmayan yaşayışlardandır kısaca. şiddetle olmasa da tavsiye edilir.