araplar bize ihanet etti arkadan vurdu yalanı

entry82 galeri video1
    15.
  1. mankurtlaşmış cemaatçi zırvası.

    bırakın arkadaşım neyin peşindesiniz? neyi savunuyorsunuz?
    adamlar kendileri itiraf ediyorlar, "türkleri arkadan vurduk" diyorlar;
    http://www.zaman.com.tr/d...elini-oduyoruz_51830.html

    kaynak olarak özellikle zaman gazetesini seçtim ki bu beyinsizlere kaynak da beğendiremeyiz zira.

    çağlar boyu arap ihanetleri konu başlığında da incelemiştik bunları.

    filistinli bakan salim tamari'nin kendi sesinden, kendi beyanatından referanslar aldık.

    --spoiler--
    Bizim Şerif Hüseyin dediğimiz Hüseyin bin Ali, 1856’da Mekke’de doğdu. Sultan Abdülhamid’in iktidarı sırasında Arap bağımsızlığı hevesine düştüğü farkedilince istanbul’dan ayrılması yasaklandı. Senelerce evinden dışarıya adım atamadı ama Abdülhamid’i deviren ittihadçılar akıl almaz bir iş yapıp Hüseyin’i Mekke’ye ‘Emir’ tayin ettiler.

    Derken Birinci Dünya Savaşı patladı ve Hüseyin’in ingilizler’le çok önceden başlayan teması semeresini verdi, kendisini ‘Hicaz Kralı’ ilán etti ve zamanın hükümdarı Sultan Reşad’ın ilán ettiği cihada karşı iki ayrı cihad bildirisiyle cevap verdi.

    26 Haziran 1916 tarihli ilk bildirisi "Türkler dinden çıktılar. islám’ın kanunlarını ve geleneklerini ihlál ediyorlar. Artık Allah’ın emirlerine uymuyor, emredilenin aksini yapıyor, biz Araplar’ın asırlardır devam edegelen ádetlerine saygı göstermiyorlar" diye başlıyor,
    "Araplar’ın Türk idaresine karşı cihada girişmeleri farzdır..." sözleriyle bitiyordu.

    10 Eylül 1916’daki ikinci bildirisinde ise "islam dünyasındaki bütün kardeşlerimi bu yıkıcı, bozguncu, aptal ve alçak kişilere (yani, biz Türkler’e) itaat etmemeye çağırıyorum. Allah’a itaat etmeyenlere itaat edilmez!" diyordu.

    ingilizler’in meşhur casusu Lawrens’in Arap kabilelere dağıttığı altınlar Arap dünyasına istanbul’daki Sultan-Halife’nin ilán ettiği cihaddan daha cazip geldi ve Şerif Hüseyin’in başlatığı isyanla sadece Arap Yarımadası’nı ve Ortadoğu’yu değil, onbinlerce askerimizi de geri gelmemecesine oralarda bıraktık.

    Ama bizim uğradığımız bütün bu kayıplar Şerif Hüseyin’e de birşey kazandırmadı ve hayalleri boş çıktı.

    Krallığından sonra ilán ettiği hilafetini kendisine bağlı birkaç kabile dışında hiç kimse tanımadı, sonra talihi tersine döndü ve Arabistan Krallığı tahtını 1924’te Suudi Arabistan’ın şimdiki hákimi olan Suudi hanedanının kurucusu ibn-i Suud’a terkedip Kıbrıs’a kaçmak zorunda kaldı.

    Şerif Hüseyin, 1931 Haziran’ının ilk haftasında Amman’da, sürgünde öldü.

    Başında bekleyenler ölümünden birkaç gün önce, henüz kendisini kaybetmediği sırada "Osmanlı’ya kılıç çekmemeliydim. ihanetimin bedelini ödüyorum" diye sayıkladığını ve liderliğini yaptığı isyanın ailesinin üzerine bir lanet, bir şeamet getirmesi endişeleri içerisinde can verdiğine şahit oldular.

    Derken, oğullarının hiçbiri yatağında can veremedi, ya bir suikastte yahut şaibeli ameliyatlarda ölüp gittiler.
    Uğursuzluk torunlarına kadar uzandı ve soyundan gelen birçok kral hayattan aynı şekilde ayrıldı.
    --spoiler--

    yeter mi amına çaktıklarım? yoksa daha uzun uzun yazayım mı?

    araplar ihanet etmedi ha?

    hasiktirin ordan...
    5 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük