herhangi bir uzvunu sıradan insanlar kadar kullanma yetisine sahip olamayan bireyler hakkında konuşurken tereddütlere sürükleyen ikilemdir. lakin hem engelli hem de özürlü demek bana ayıp gibi geliyor.
çünkü "engelli" derken insanın önüne siz bir engel koymuş oluyorsunuz. halbuki o insan bizim "engel" olarak nitelendirdiğimiz sıkıntılarını bizden çok daha rahat aşabiliyorlar bazen. okuduğum üniversitede "engelli" diye nitelendirdiğimiz onlarca insan var. bazen bir kenara çekilip onların hareketlerini takip ediyorum. inanılmaz bir çaba, inanılmaz bir azim var bu arkadaşlarda. öyle oluyor ki bazen görme duyusunu yitirmiş arkadaşlarla aynı derse giriyorum ve dersi benden çok daha iyi takip ettiklerini gördüğümde şaşırıyorum. utanıyorum kendimden.
"özürlü" demek ise küfür gibi geliyor bana. neyin özrüymüş bu? kendilerinin seçmediği, kendileri tarafından şekillendirilmeyen bir duyu eksikliğinden ötürü insanlarda özür aramak nasıl bir ayıptır? biz "sağlıklı insanlar" kendi kendimize mi bulduk elimizi, ayağımızı, gözümüzü? çok çalışıp hak ettik de mi aldık bu uzuvları? bu insanlar için özür gerektirecek bir şey yok! "özür" bazılarımızda olmalı ki bu insanları ayıplı ilan ediyoruz. özür bir ayıptan ileri gelir çünkü!
şahsen nasıl bir hitap gerektirdiğini bilemiyorum bu insanlar için. gerçi özel bir hitaba da gerek yok gibi. ne bileyim "özel insanlar" deseler mesela bu insanları nitelendirmenin çok gerektiği yerlerde. deseler ki mesela "olağanüstü azimli özel insanlar". bilemiyorum, belki de herkes ne diyorsa biz de hayatın akışına dalmalıyız. önemsemeden insanları kırmayı... sınıflandırmaya, hor görmeye devam etmeliyiz.