evet yaşar nuri öztürk'ün bir sözüdür. Ve katılmamak mümkün değil. Niye aradığınız şeyi kuran yerine risale denilen insan yazması raporlardan veya o hocaya bu hocaya soruyoruz. Tamam hep zaman hep aradığımız şeyi bulmamız mümkün değil bu gibi durumlarda bile her önümüze gelen hocaya değil bilim ehli hocaya sormamız lazım. Sizin o risaleleri yazan hocanızın daha doğru düzgün eğitimi yok. Yanlışsam düzeltin her halde bir 3 ay eğitim görüyor ve bütün ilimleri öğreniyor. Vay canına sonra bediüzzaman oluyor. Unvana bak bediüzzaman. Anlamının ne olduğunu bilen varmı. Zamanın en harikası demek. Bu adamın adamlarida onu mehdi ilan edenleri var. Daha neler var. Ve şuan sizin hoca efendiniz bu adamdan feyiz alıyor ve kitaplar yazıyor. Müritleri ise başını bükmüş ve bu adam ne derse onu yapar duruma gelmişler. Birde bir şey merak ediyorum bu hoca efendilerine neden efendi olarak hitap ediyorlar. Bildiğim kadarıyla sahabeler peygamberimize sadece ismiyle hitap ediyordu. Peki seninle böyle hitap etmeleri seni neden rahatsız etmiyor? Ayrıca bu adamın hangi aklı başında ilim ehli hocalarla tartışması var. Tartışamaz. Neden çünkü yıkılacağını bilir. Çünkü yazdıları çizdikleri şeylerin bir dayanağı yok. Şu an o Amerika da 90 dönümlük amerikan polisi tarafından korunan evinde gücüne güç katarken bizim millet ayakta uyuyor. Daha yazacak çok şey var ha bitirmeden Çetin Altan'ın bir fıkrası var gene döktürmüş. Onla bitireyim.Bir yakışıklı adamla kadın evlenirler. Ilk gün zifaf gecesidir. Ertesi gün olur ve arkadaşına gider. Ve arkadaşı merak eder. ilk gün nasıl geçti diye. Adam, tam bir rezaletti. Diye cevap verir. Arkadaşı ne oldu yapamadınız mı diye sorduğunda Adam, yok her şey mükemmeldi ama daha ilk günden sabah bıraktığım 200 kağıdın daha uykudayken 50 sini geri verdi.
Not: tamam biz ne sunneti reddiyoruz ne de hadisi. Ama malesef ki bunun gibi şeyler yüzünden kur an okunmuyor. Adam bir şey diyor. Kuran da var diyor bizde inanıp gidiyoruz. Hadi hayırlısı.