başörtüsü neden kamuda olmamalı

entry28 galeri
    4.
  1. çünkü kamu devlet demektir ve devleti temsil eden insanlar inançlarını devlete bulaştıramazlar aksi halde anayasanın eşitlik ilkesine aykırı davranmış olurlar zira inançlar aynı dinde hatta aynı mezhepte bile farklılaşabilmektedir. birinin Allahın emri saydığını öbürü çocuk zekasında bir hurafe olarak görebiliyor.bu sadece türban konusunda değil pek çok dini ritüelde de söz konususudur.

    haliyle inançlar konusunda insanlar bir çatışma içinde olduğundan bunu devlete bulaştırdığın anda çatışmayı devlete de taşırsın.

    devlet olarak ya diyeceksin ki herkes inancını dilediği gibi devlete bulaştırabilir yani herkes giyiminde kuşamında serbest yada diyeceksin ki hayır kardeşim devleti temsil edenler inançlarını devlete bulaştıramazlar diledikleri gibi giyinemezler zira devleti temsil ediyorlar ve devlet tüm inançlara eşit uzaklıkta olmak zorundadır.

    eğer ilkini yaparsan yani bırakınız yapsınlar bırakınız geçsinler dersen herkes inandığı, istediği gibi giyinir.herkes istediği sembolü taşır. özetle herkes dilediği kıyafetle gelir.

    bu durumda bir devletin ciddiyeti, ağırlığı kalmayacağı gibi türbanlı,mini etekli,kravatsız, yaz geldimi şortlu,sandaletli, erkekler sakallı hatta uzun saçlı yani özetle dileyen dilediği gibi giyinecektir, dilediği gibi saçını,sakalını biçimlendirecektir.

    tabi türbanı kamuya sokmaya çalışanların derdi sadece türbanı sokmaktır yani genel bir serbestiyet değil amaçları.ama işte sadece türbana özgürlük veremezsin bu açıkça islam dini içinde bir kesimin inancını devlete bulaştırmak ve millete dayatmak demektir.

    birilerine göre türban dinin gereği ama birilerine göre de islamla uzaktan yakından alakası olmayan bir bez parçası, emperyalizmin islam toplumlarına dayatmaya çalıştığı bir hurafedir.

    devlet o görüş mü haklı bu görüşmü haklı bunlarla uğraşmaz zira vatandaşın inancını sorgulamak devletin haddine değildir.devlet her iki görüşteki vatandaşa da eşit uzaklıkta olmak zorundadır ve tüm çatışma konularını devletten uzak tutmak durumundadır. devlet asgari müşterektir, devlet hakemdir. tarafsız olmak zorundadır herkesin katılacağı bir ortak yol bulmak zorundadır.

    örneğin kamuda bir bayan memur kalkıpta mini etekle gelemez. çünkü devlet ciddiyeti gereği devleti sıkıntıya sokacak bir giyim kuşam reddedilir. mini eteği doğal görenler var, ahlaki bulmayan teşhircilik olarak görenler var.devlet hangi görüş doğrudur bunlarla ilgilenmez ortada bir çatışma konusu varsa onu devletten uzak tutar.

    o nedenle devlet evrensel normları, toplumsal şartları gözeterek asgari müşterekte birleşilen ve tabi görevden göreve de değişkenlik gösteren bir giyim kuşam tarzı belirler bu giyim kuşam belirttiğim üzere her kesimin asgari mutabakatıyla oluşur.

    her normal insan devletini temsil edenlerin en saygın kıyafetlerle görevlerini ifa etmelerini isterler.

    özellikle bayan memurların kılık kıyafet yönetmeliğine baktığımızda şunları görürüz;

    kurum ve kuruluşlarda görevli memur, sözleşmeli personel, geçici personel ile hizmetliler ve işçilerin giyimlerinde sadelik, temizlik ve hizmete uygunluk esastır.

    elbise, pantolon etek temiz, düzgün, ütülü ve sade, ayakkabılar ve/veya çizmeler sade ve normal topuklu, boyalı, görev mahallinde baş daima açık, saçlar düzgün taranmış veya toplanmış, tırnaklar normal kesilmiş olur. Ancak bazı hizmetler için özel iş kıyafeti varsa görev sırasında kurum amirinin izni ile bu kıyafet kullanılır.

    Kolsuz ve çok açık yakalı gömlek, bluz veya elbise ile strech, kot ve benzeri pantolonlar giyilmez. Etek boyu dizden yukarı ve yırtmaçlı olamaz. Terlik tipi (sandalet) ayakkabı giyilmez.

    görüldüğü üzere kadınlarda uzun topuklu ayakkabı bile yasaktır. saçları toplanmak zorundadır ve kolsuz bir kıyafet giyemezler.sandaletti terlikti hepsi yasaktır.

    elbette kişinin inandığı şekilde giyinmesi ayıp değildir.türban takması da, bir dini sembolü üzerinde taşıması da, mini etek giymesi de, kolsuz bir bluz giymesi de, topuklu ayakkabıyla dolaşması da yada bir erkeğin kravatsız bir kıyafet giymesi de ayıp değildir.

    ancak işte devleti temsil ediyorsan devletin saygınlığına,ciddiyetine ve tüm yurttaşlara eşit mesafede olma anlayışına ters düşecek şekilde giyinemezsin.devlet kuralını bu şartlara göre oluşturmak durumundadır.

    bugün yapılmak istenen mevcut kıyafet yönetmeliğinin içine sadece türbanı sokmaktır.bu net biçimde bir inancı devlete bulaştırmak millete dayatmak demektir laiklik ilkesinin ırzına geçmektir.belirttiğim üzere her konuda memurlara serbestlik tanımak da vatandaşlar arasında ne kadar çatışma konusu varsa devletin tam göbeğine bunları sokmak demek olur.

    sonuçta devlet sadece inançlar konusunda değil her alanda anayasanın eşitlik ilkesine uymak zorundadır. yani yurttaşları arasında taraf tutmamak zorundadır. dinlere de inançlara da eşit mesafede olmak zorundadır örneğin stk'lara hatta spor kulüplerine bile eşit mesafede olmak zorundadır.

    örneğin memurların herhangi bir siyasi partiye üye olmaları yasaktır.normalde siyasi parti üyeliği elbette yasal bir haktır ayıp filan değildir ama memur tıpkı inançlar noktasında olduğu gibi her siyasi görüşe de eşit uzaklıkta olmak durumundadır.

    işte buradan hareketle memurlara türban serbestiyeti tanımakla siyasi partiler içinden bir tanesine üye olma serbestiyeti tanımak aynı şeydir.her ikisi de devletin tarafsızlığını ortadan kaldırır.

    dediğim gibi ya herşey serbest olacak yada devletin evrensel normlar ve toplumsal şartlar ışığında toplumun asgari müştereğiyle belirlenmiş kuralları olacak. herşeyi serbest yaparsan devletin altına dinamit koyarsın en tartışmalı, itilaflı konuları devlet yönetimine taşırsın. ayrıca devletin hiçbir saygınlığı ciddiyeti ağırlığı da kalmaz.

    kurallarını asgari müşterekle ve tüm çatışma alanlarını, itilaflı konuları devletten uzak tutarak belirlersen o devletin saygınlığını ciddiyetini ve tüm yurttaşların algısındaki adalet duygusunu zedelememiş olursun.zira devlet yurttaşları arasında ayrım yapamaz.

    son olarak şunu da belirteyim; kamuda türbanı savunanların hep klasik bir kıyaslaması vardır. başı açık oluyor başı kapalı oluyor diye.ilk bakışta ne kadar masum gelir. yazık ikisi de olsun denir ama işte kimse inancı gereği başını açmaz. yok böyle bişey. tam tersi inancı gereği başını örter. dolayısı ile insanın başının açık olması bir dinin, inancı gereği değildir haliyle böyle bir kıyaslama yapmak akla da mantığa da aykırıdır.

    türban hem inançsal hem de siyasal bir simge konumundadır. haliyle kamuda türban serbest olduğu anda devlet resmen o inancı sahiplenmiş olur artık o devletin inançlar karşısında tarafsızlığı kalmamıştır. bu bir maçı yönetecek hakemin takımlardan birinin forması ile maça çıkmasına benzer. ne kadar iyi maç yönetse de kimseyi iyi yönettiğine inandıramaz.hakemin formasını giydiği takım hakkıyla kazanacak olsa dahi galibiyetine gölge düşer. işte buradan hareketle kamuda çalışanlar da hiçbir siyasi,dini,etnik konuda taraf olamaz. taraf olacağı konular tüm toplumun ortak akılla ve asgari müşterekle üzerinde birleştiği konulardır.
    0 ...