Geçen yine acayip piyano çalıyorum. Atmışım kuyrukluyu deniz kenarına, bir kadeh de sıcak şarap.
Sıcak şaraptan nefret ediyorum. Piyanodan da oldum olası hazzetmem zaten. Deniz desen bir rüzgar var bir rüzgar var Köpek bağlasan durmaz.
Köpek bağlasan durmaz deyimini, köpeğin tercihini rüzgârlı bir mevkiden yana kullanmamasını tarif etmek için kullanmanın haklı gururunu yaşıyorum. Yanlışlarımla gurur duymayı babam öğretti bana.
Babam çok şişman değil, şişman sayılır. Şüşko değil ama belki biraz şişko. Geçtiğimiz günlerde şüşko bir adamı ağırlardım adı semirdi. Hem şüşko hem semir. Anladığın üzere çok şişman insanlara şüşko diyorum. Aslında ben demiyorum arkadaşım diyor ve hoşuma gittiği için ortaklaşa kullanıyoruz. Kullanmama ses etmeyince sık sık kullanmaya başladım. Hatta bir noktadan sonra daha da sık kullanmak için şüşko insanlarla vakit geçirmeye başladım. Baktım yaşadığım küçük şehirdeki şüşko potansiyelinin sonuna geldim şüşko olmaya karar verdim ben de.
Şüşko adam olmanın bir dünya avantajı var. Söz gelimi çok rakı içebiliyorlar. Ben mesela bir ufak içerim edebimle evime giderim ama şüşko adam öyle mi? Şüşko adamlar bir litre rakı içebilirler. -Semir gözümün önünde içti- Onlar rakıyı 35lik, 70lik ya da ufak büyük diye de nitelendirmezler. Onlar litreyle hatta kiloyla rakı içerler. Tavla oynarken 8 bira içip şanssızlıktan dert yanabilirler. O kadar iridirler ki üstelik kimse onlara be amına kodumun tavla oynarken 8 bira içiyorsun sikin taşağına denk ama şanssızlıktan dert yanıyorsun diyemez.
Şüşko olmanın başka bir avantajından daha söz edeceğim vaktimiz varsa? Piyano çalmazlar. Şüşko adamın enteli en fazla opera sanatçısı olur. Şüşko biri olsaydım o halde, piyano çalmak zorunda kalmazdım. Deniz kenarına inip üşümek ve nefret ettiğim sıcak şaraptan içmek zorunda da. Sadece çok güzel kızlar için sıcak şarap içerim. O da bir seferliğine. Çünkü iş sıcak şarap içmekle de bitmez. Kızılayın sıkı binalarının orta katlarında kurulmuş, duvarlarında plaklar asılı bir mekânda, kendini dünyanın en çok kitap okumuş insanı zanneden, yine zehir gibi bir zekaya sahip sanan bir kız da eşlik eder o sıcak şaraba. Ulan sıcak bir şey içecek olsam süt içerim. Bu annemin de hoşuna gider hem. Anne babamın hoşuna gidecek şeyler yapamıyorum madem, ben de sıcak süt içerim. Ama işte orda da başka bir tezat ortaya çıkıyor. Nedir? Sıcak süt içsem kız vermez. O halde elde var yine sıfır.
Ama işte şüşko olsam bu tezat sarmalından da çıkardım. Valla! Çok güzel bir hatun niye şüşko biriyle çıkar ki? Şansım yoksa ben niye onun egosunun yanına ilişip sıcak şarap içeyim ki?
Şüşko olmanın avantajları çok fazla gördüğün gibi. Tarih öğretmenimin de buyurduğu üzere cümlelerimi toparlıyorum:
Şüşko olsam;
- nefret ettiğim piyanoyu çalmak zorunda kalmazdım,
- deniz kenarında üşümezdim,
- sıcak şarap içmek zorunda kalmazdım,
- çok güzel ama geri zekalı kızlarla kızılayda dandik dakikalar geçirmek için kasmazdım.