- balkonu, yan balkondaki komşu çocuğuyla babannenin el emeği,göz nuru, sandıktan çıkma dantelleriyle sürte sürte silmek...
- her yağmur yağdığında, kapıyı açık buldukça kaçıp bahçede çamurların içinde zıplamak....(geçen gün farkettim ki annem bize hiç -üstünüzü batırdınız- diye kızmamış. Sabırlı kadın vesselam. Hep derim.Allah onu yanlışlıkla aşağıya,buraya yollamış)
- küçükken bahçede kümes ve tavuklar vardı. Civcivler çıkmadı mı daha diye * yumurtaları her gün kontrol ederdim *
- beyazeşya kolisinden terasa ev yapmak. Kızıp bahçeye taşınmak, komşu bahçenin çocuklarıyla çamur savaşları...
- terasta patlatılan maytaplardan dolayı 2 apartman ötedeki karakoldan aileye şikayet edilmek
- düşen kuş yuvasını sahiplerinin ağaca çıkartamayacağından endişe edip tırmanıp yerine koymak. Tutunulamayan dallardan dolayı yere hızlı iniş... * korkudan aile morlukları görene kadar söyleyememek.
- öğledensonraları bisikletle, kardeş ve kuzenlerle gezmeye gitmek. Beğendiğimiz bahçelerin meyvelerinden faydalana faydalana dinlenmek. Ya da hiç olmadı ordan sağa sapıp nehirde yüzmek.
- sabah denize gidip, bütün gün akdeniz güneşinin altında ızgara olup, akşam ezanında eve sürünerek * dönüp, duş, yemek, sonra yatsı ezanında jilet gibi tekrar dışarı çıkmak.
- gündoğumunu seyretmeye gidip arabada uyuyakalmak
- minik kurbağalar yakalayıp balkonda beslemeye kalkmak, ertesi sabaha bulamamak (hain kuşlar!)
- geceyarısı su içmeye kalkıp uykusersemi üzerine basılan küçük pembe kertenkele için 1 hafta yas tutmak
- bilyede herkesi ütüp eve bir çuval bilye ile dönülmesi. Annenin uzun süre onları tepecek yer bulamaması. Sonunda yaşın yeterince büyüdüğüne beni * ikna edip bilyeyi mahalledeki çocuklara dağıttırması...
- börtü böceğe merakımı faydalı alanlara (!) yönlendirmek için ailemin bana minik bi mikroskop alması. Herşeyi didik didiki inceleyip odamı "örnek"lerle doldurunca da bisikletimi yenilemişlerdi....