bir dava uğruna kendini "feda" etmek anlık bir olgudur.
insandan insana, toplumdan topluma da değişir bunun koşulları.
kimi "başım gölgede olsun, isterse götümü cümle alem siksin" kafasındayken, kimilerinin hayati kararlarına başka türlü değerler damga vurur.
ama vatan için ölürüm demekle "ayşe senin için ölürüm!" demek arasında fark yoktur. ispatlanması imkansızdır. ta ki o "an" gelene dek.
o "an" geldiğinde 900 milyon çinli günde 5 dolara köpeklik etmeyi tercih edip, rejimi alkışlarken gencecik bir adam tiananmen meydanı'nda ölüme gideceğini bile bile tek başına tankların önüne dikilir yada 100 yıl önce bir türk genci tıbbiye'yi bırakıp, parlak bir geleceğe yelken açmak yerine 19 yaşında asker olup ingilizlere karşı savaşa gider.
kimi de topraklarının üzerinden yürüyerek geçenlere bile köle olur, tarih boyunca adı kenef taşına bile yazılmaz.
o "an" gelince kimi insanlar veya milletler bir refleks gösterir kimileriyse eğilir ve şalvarını indirir...