Karla karışık bir havada yolunu kaybetmiş ayak iziydi beyaza bürünmüş istanbul
inatla ama biraz da mahçup tavırlı bakışıyla açılıp kapanmak arasında kalan cevizden yapılmış kapı
Neden Kapının ardındaki üstsüz ve tütünsüz kalmış sokak dilencisi elindeki bir kaç kuruş ekmek parasıyla bin parça içindeydi?
Düşüncelere dalmış ihtiyar Halil Dayı ayaklarındaki ilatihabı düşünmekten aciz, yürür nedensiz ulu çınarın yanı başındaki camiye
Sahtekar bakışlarının altında gizli hayranlıkla süzer uzun topuklu dilberi karşı kaldırımdan köşeyi dönen adam
Damlarından damlarken erimiş buz gibi su damlalarını sadece onu pencereden bakan çocuk fark etti, kimse farkında değil
Akardiyonun notaları biraz da eksik olsa çalmaktan memnun Polyushka Polye'yi camekan kenarındaki Gorki
istasyon saati bir dakika geri, ileri alınırken tüm kavuşmalar Doğu Ekspresi garı bugün erken terk edip gitti
Ayak sesleri, insan seslerine karışıp belli bir vakit sonra suskunluğa büründüğünde çoktan unutulmuştu orada mahsun haliyle sahipsiz bavul.