Zaman durup duruyor durgun bir su birikintisine düşen sararmaya yüz tutmuş bir yaprağın kaderinde,
Öylece akıp gidiyor el açmış sokak dilencisinin yüzüne bakmadan geçen dalgın kalabalığın ardından
Derinde bir yerlerde ömür üzgün cümleler ardına saklanmakla meşgul
Adından anlaşılacağı gibi sürgün gözlerimle beklediğim.
Aynı yerde dönüp durur günebakanlar (Van Gogh kıskanmasın sakın. )
Tarla kuşları, bulutlar, göç halinde bütün turkuaz rengi umutlar
Hala bıraktığım gibi midir hatıramdaki ara sıra ardın sıra bakışını anımsadığım o duvar?
Örenköy Mezarlığı'na defnedilmiş yıkık mezar taşları arasında bizi bizden ayıran ölüm.
Uçsuz bucaksız düşünmek isterim dikenli tellerle örülü benliğimde
Kimliğimde, sorgu ve sual yanıtsız kalmış cevap
Sen çoktan gitmişsindir, ben geldiğimde
"Elimde değil" ile yetinmek,
Şimdiye kadar zamanın herhangi bir kıyısına sığdıramadığım bir türlü,
Dakikalara küskün, saatlerce beklemek zorunda kalan o anı.