tarih değiştirme çizgisi gibi, ekvator gibi, böyle milenyum gibi bi şey...sonrasında daha özgürsündür, artık yetişkinsindir, her istediğini yaparsın....heeee yaparsın tabi. baştan al...
çocukken koşar oynarsın, kimse yaptıklarını sorgulamaz. ama büyüdükçe özgürlüğün kısıtlanır farkına bile varmazsın. çocukken neden niye sorduğun soruları okulda, işte sorarsan kafana cetvel yersin, işten atılırsın...soru sormadığın takdirde özgürsün...şöyle istediğim gibi giyineyim dersin kafana vura vura evinde oturturlar...susturulmuş, insan yerine konmayan bir kadın olarak özgürsün...istediğim okula gideyim dersin, sen adam oldun da kendi tercihini mi yapacaksın derler...istedikleri yerde okursan özgürsün...
nazım usta ne demiş;
Satarsın gözlerinin dikkatini, ellerinin nurunu,
bir lokma bile tatmadan yoğurursun
bütün nimetlerin hamurunu.
Büyük hürriyetinle çalışırsın el kapısında,
ananı ağlatanı Karun etmek hürriyetiyle,
hürsün!
Sen doğar doğmaz dikilirler tepene,
işler ömrün boyunca durup dinlenmeden yalan
değirmenleri,
büyük hürriyetinle parmağın şakağında düşünürsün
vicdan hürriyetiyle,
hürsün!
Başın ensenden kesik gibi düşük,
kolların iki yanında upuzun,
büyük hürriyetinle dolaşıp durursun,
işsiz kalmak hürriyetiyle,
hürsün!
En yakın insanınmış gibi seversin memleketini,
günün birinde, meselâ, Amerika'ya ciro ederler onu
seni de büyük hürriyetinle beraber,
hava üssü olmak hürriyetiyle,
hürsün!
Yapışır yakana kopası elleri Valstrit'in,
günün birinde, diyelim ki, Kore'ye gönderilebilirsin,
büyük hürriyetinle bir çukuru doldurabilirsin,
meçhul asker olmak hürriyetiyle,
hürsün!
Bir alet, bir sayı, bir vesile gibi değil
insan gibi yaşamalıyız dersin,
büyük hürriyetinle basarlar kelepçeyi,
yakalanmak, hapse girmek, hattâ asılmak hürriyetiyle,
hürsün!
Ne demir, ne tahta, ne tül perde var hayatında,
hürriyeti seçmene lüzum yok
hürsün.
Bu hürriyet hazin şey yıldızların altında.