her iki taraf içinde aman yarabbi dedirtecek türdendir..
kimse bilmez ki, oğlak kadını -genel olarak- soğuk görünüşünün altında, kimsenin kolay kolay tahmin edemeyeceği bir tutkuya sahiptir. bir gün bir kova burcu erkeği çıkagelir. oğlak kadını sanar ki, -görünüşte- çok zeki, her şeyi sezen ve bu zamanın ötesinde yaşayan kova burcu erkeği, o'nu ruhundaki ve beynindeki bütün tutsaklıklardan kurtaracaktır. böylesine ruhsal bir özgürlük için canını verecek oğlak kadını, bünyesindeki ve beynindeki tüm hücreleriyle seferber olur.
kova erkeği de, hayatının anlaşılmazlıkları, kabul edilmezlikleri ve yalnızlıkları arasında pırlanta değerinde olan huzuru bulur oğlak kadınında..
ama malesef ki, kova erkeğinin başedilemez egosu, bütün bencilliklerini kusar oğlak kadının üstüne. kullanır onu, ama ne cinsel ne de maddesel olarak.. oğlak kadının açması en zor olan ruhunu kullanır.. yedikçe yer, doymaz, doymaz..
ve doyduğu gün gelip çattığında sonuç; oğlak kadınının ruhsal geriye dönüşünün en acımasız noktasında biter..
kova erkeği, hayatının anlaşılmazlıkları, kabul edilmezlikleri ve yalnızlığıyla devam eder yoluna.. nasıl olsa alışmıştır, koymaz ona..
ama oğlak kadını, kırılmış kalbi, onulmaz yaraları ve onu -sistem içinde- güçlü kılacak kızgınlığıyla, yepyeni ama iki kat acı içindeki başka çeşit yalnızlığıyla başbaşa kalır..